Emlak Broker - Mortgage Broker


Konut Kredisi Mortgage Kredi Faizi Emlak Piyasası Gayrimenkul Sektörü Haberler Makaleler Tavsiyeler Barındıran Kaynak Platform.Artık sitemize www.emlakbroker.com adresinden de ulaşabilirsiniz.

80 saat eğitimle bin emlakçı mortgage broker'ı olacak

Etiketler: | 0 yorum

İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile yaptığı protokolle emlakçılara mortagage broker'lığı konusunda hizmet vermeye başlayacak.
Oda Başkanı Sabri Ateş, ev sahibi olmak isteyenlerin artık bankaları dolaşmayacağını, emlakçıların en uygun kredi konusunda müşterilerini yönlendirebileceğini söyledi.

80 SAAT EĞİTİM
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası, MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü'yle, emlakçılara verilecek mortgage broker'lığı sertifikası konusunda bir protokol imzaladı. İnşaat sektörünün geliştiği dönemde Mortgage Yasası'nın da getirdiği standartlar sayesinde artık emlakçıların da eğitimli hale geleceğini dile getiren Ateş, "Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan bu protokolü, Ankara'dan sonra İstanbul'da, yakında da İzmir'de imzalayacağız. Halk Eğitim Merkezleri'nde vereceğimiz sertifika programı ile eğitimli emlakçı ve mortgage broker'ları yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bir yılda bin emlakçının bu programdan yararlanacağını tahmin ediyorum" dedi. Eğitim alacak emlakçılarda en az lise mezunu olma şartı aradıklarını dile getiren Ateş, eğitimlerin toplam 80 saat olacağını söyledi. Ateş, ABD'de mortgage broker'lığı eğitimi almış uzmanların yanı sıra, İMKB'den de konunun uzmanlarının ders vereceğini dile getirdi. MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü Necmettin Yalçın da iş hayatında eğitimin önemine değinerek, seminer programıyla emlakçıların meslek edinme, beceri kazanma ve konut finansmanında tanıtım ve pazarlama konularında uzmanlaşacağının altını çizdi.

Kaynak: Sabah

Devlerin mortgage zararı 30 milyar doları aşacak

Etiketler: | 0 yorum

Yatırımcıların mortgage krizinden sonra riskli gördükleri tahvillerden çıkmaya başlaması Goldman Sachs'ın Citigroup, Merrill Lynch ve JP Morgan için yaptığı zarar tahminlerini ikiye katladı.
Goldman Sachs, uluslararası piyasaların üç büyük aktörü olan Citigroup, Merrill Lynch ve JP Morgan Chase'in mortgage krizinden kaynaklanan zararının 30 milyar doları aşacağını tahmin etti. Goldman Sachs analisti William Tanona'nın hazırladığı raporda, söz konusu üç kuruluşun yılın son çeyreğinde toplam 33.6 milyar dolar zarar edebileceği belirtildi. Raporda, global kredi krizi derinleştikçe Citigroup'un sermayesini korumak için temettüsünü yüzde 40 azaltmaya gerek duyabileceği kaydedilerek şöyle denildi:

'Temettü de düşecek'"Mevcut kredi krizinin piyasalar tarafından tamamen hazmedilmesi için bir iki çeyreğin geçmesi gerekecek. Dördüncü çeyrek faaliyet sonuçlarının, bir süredir görülen en zayıf sonuçlar arasında yer alması muhtemeldir.
"Mortgage krizinden sonra yatırımcılar bir zamanlar güvenli olarak düşünülen tahvilleri riskli bulup çıkmaya başladılar. Tanona da bu nedenle raporunda, üç büyük yatırım kuruluşunun zararlarına yönelik tahminlerini yaklaşık iki katına çıkardı.
Tanona, Citigroup, Merrill Lynch ve JP Morgan'ın 2007'nin son çeyreğinde sırasıyla 18.7 milyar dolar, 11.5 milyar dolar ve 3.4 milyar dolar zarar göstereceklerini tahmin etti. Analistin aynı konudaki tahminleri daha önce sırasıyla 11 milyar dolar, 6 milyar dolar ve 1.7 milyar dolar şeklindeydi.Tanona ayrıca, Citigroup'un 5 ila 10 milyar dolarlık sermaye oluşturmak veya korumak için 2008'de hisse başına 0.54 olan çeyrek dönem temettüsünü düşüreceğini de tahmin etti.

ECB piyasadan 150 milyar euro çekti

Avrupa Merkez Bankası (ECB) dün, euro bölgesindeki fazla likiditeyi azaltmak için 150 milyar euro daha nakit çektiğini açıkladı. 31 Aralık'tan itibaren vadesi olan, faizleri yüzde 4 oranında sabitlemek isteyen ECB'nin düzenlediği ihaleye 52 banka bu ihaleye katıldı. Önceki gün ihale edilen tam miktar 145.6 milyar euro.
Mortgage sektöründen kaynaklanan riskli kredileri azaltmayı amaçlayan ECB piyasalara iki haftada toplam 348.6 milyar euro nakit pompaladı.

Kaynak: Milliyet

Gayrimenkul değeri

Etiketler: | 0 yorum

Türkiye’nin gayrimenkul açısından en değerli illeri hangileri?Milliyet Emlak,Okan Şentürk.04.09.2007


Bu illerin gelişme gösteren ve prim yapması beklenen bülgeleri nereler? Ekonomist, Türkiye’deki 15 ilin yatırım haritasını çıkardı.


Bir dönemlerin ‘İstanbul’un taşı toprağı altın’ sözü şimdilerde Türkiye’nin tümü için geçerli hale geldi. Başta yine İstanbul olmak üzere Türkiye’nin birçok büyük ilindeki gayrimenkul fiyatları adeta uçtu. Deyim yerindeyse Anadolu’nun birçok ili adeta bir şantiye görünümünde. Bundan yola çıkarak, Türkiye’nin büyük illerindeki gayrimenkul piyasasına projeksiyon tuttuk. İstanbul’dan Kocaeli’ne kadar Türkiye’nin 15 büyük ili dışında Bodrum’un gayrimenkul haritasını çıkardık. Bu illerin, gayrimenkul açısından şu anki en değerli semtleri ile önümüzdeki birkaç yıl içerisinde prim yapacak muhtemel bölgelerini araştırdık.


İşte Türkiye’nin en büyük 15 il ve bu illerin en cazip yatırım bölgeleri:


İSTANBUL:İstanbul’un taşı toprağı altından daha kıymetli hale geldi. Gebze’den Silivri’ye kadar olan bölgede tüm arazilerin fiyatları son iki yılda kat kat yükseldi. İstanbul’un arsa açısından en değerli bölgesi kuşkusuz Türkiye’nin Wall Street’i olarak kabul edilen Levent-Maslak hattı. Türkiye genelinde en çok prim yapan arsalar bu bölgede yer alıyor.


Levent-Maslak hattında elde kalan arsaların metrekare fiyatı 8 bin dolardan başlıyor. Hatırlanacağı üzere bu bölgenin en değerli arazisi olan 90 dönümlük Karayolları arsasını Zorlu Grubu 800 milyon dolara satın almıştı. Metrekaresi 8 bin 200 dolara gelen bu arsa bölgedeki arazi sahiplerine de emsal oluşturdu. Yine İstanbul’un en çok prim yapan bölgelerinin başında Anadolu yakasında Kurtköy, Akfırat, Sarıgazi, Samandıra, Riva ve Şerifali Avrupa yakasında Beylikdüzü, Mimaroba, Sinanoba, Esenyurt, Zekeriyaköy, Kemerburgaz ile Çatalca ve Gaziosmanpaşa ilçeleri geliyor. İstanbul’un her iki yakasında yer alan bu bölgelerdeki arsa fiyatlarının geçen yıla oranla yüzde 30 ile yüzde 50 oranında yükseldiği görülüyor. İstanbul’da gerek konut gerekse arsa değeri açısından İşte İstanbul’un prim yapacak bölgeleri ve bu bölgelerdeki gayrimenkullerin fiyatları:


İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş, İstanbul’da eski yerleşim bölgelerinin gayrimenkul değeri açısından reytinginin düştüğüne işaret ediyor. Ateş, “Fatih’ten Üsküdar’a, Beşiktaş’tan, Şişli’ye kadar olan eski İstanbul semtlerindeki konutların birçoğu eski. O nedenle artık insanlar depremin de etkisiyle yeni yerleşim bölgelerine rağbet gösteriyorlar” dedi.


Avrupa Yakası:

İstinye-Tarabya hattı: İstanbul’daki arazi fiyatlarındaki artış sadece Büyükdere Caddesi’yle sınırlı kalmadı. Aynı bölge içerisinde yer alan İstinye-Tarabya hattındaki arsa fiyatlarında da dolar bazında önemli artışlar oldu. Bu bölgelerdeki konut imarlı arsaların metrekaresi bugünlerde bin dolardan başlayıp 2 bin dolarını üstüne kadar çıkabiliyor. Tabii konut yapacak arsa bulunabilirse”


Sarıyer, Bahçeköy, Kemerburgaz ve Göktürk: Üçüncü köprü güzergahı üzerinde yer alan bu bölgeler değerini katlıyor. Buralarda arazi fiyatları, metrekare bazında 500 dolara kadar çıkıyor. Bu bölgelerdeki imarlı arsaların metrekare fiyatı birkaç yıl öncesine kadar ortalama 100 dolar civarındaydı.


Zekeriyaköy:

Sağlam zemin yapısı ile büyük Marmara depreminden sonra öne çıkan, bazı yerbilimciler tarafından adres olarak gösterilen Zekeriyaköy, aradan geçen sekiz yılda önemli bir çekim merkezi oldu. Zekeriyaköy bölgesinde imar sorunu çözülmek üzere. İmar durumuna ilişkin çalışma askıdan indi, şimdi itirazlar değerlendiriliyor. 200′ün üzerinde itiraz geldiği belirtiliyor. Ardından kadastroya gidecek. Düzenleme tapuya geldikten sonra da ruhsatlar verilecek. Çalışma bitmeden, tapular çıkmadan arsa fiyatları arttı. Geçen yıl metrekaresi 70-80 dolar olan arsalara şimdi 150-160 dolar isteniyor. Metrekare fiyatları sadece 2-3 ay içinde yüzde 50 arttı. Zekeriyaköy’de faaliyet gösteren emlakçılar bölgedeki arsa fiyatlarının son 2-3 ay içinde yüzde 50′ye varan oranda arttığına dikkat çekerek, “Arsaların metrekare fiyatları 200-300 dolar aralığına kadar çıkıyor. Arsanın büyüklüğü arttıkça fiyat daha az olabilir. 1-2 dönümlük arsalarda metrekare fiyatı 200-300 dolar aralığında gerçekleşebiliyor” dediler..


Çatalca:

Üçüncü köprünün çevre yolunun güzergahında yer alan Çatalca en şanslı konumdaki yerlerin başında geliyor. Öte yandan İstanbul’a düşünülen üçüncü havalimanı için ise Silivri ile birlikte Çatalca’nın da adı geçiyor. Üçüncü köprü ve üçüncü havalimanının yapım çalışmalarının başlayacağı açıklamaları ile birkaç yıl önce metrekaresi 5 ile 10 YTL arasında olan imarsız arsaların bugün ortalama fiyatının 40-50 YTL’ye kadar çıktığı belirtiliyor. Çatalca bölgesindeki emlakçılar, yer yer metrekare fiyatının 100 YTL’yi bulduğunu söylüyorlar.


Çatalca’daki emlakçılar, Durusu (Terkos), Tayakadın köyü, Baklalı, Boyalık, Dursunköy, Yassıören ve Kestanelik gibi köylerin yola cepheli arsalarının tamamına yakının son bir yılda adeta kapışıldığını söylüyorlar. Yassıören, Boyalık, Örcünlü ve Kestanelik gibi köylerde arsa metrekare fiyatlarının, yer yer 90 YTL’ye çıktığını tespit ettik. Yine, İnceğiz, Kestanelik, Çanakça, Örcünlü, Kızılcaali, İzzettin gibi köylerdeki arsaların metrekare satış fiyatı ise ortalama, 30 ile 50 YTL arasında değişiyor. Çatalca’nın Hadımköy beldesi ise daha çok sanayi ağırlıklı bir bölge haline geldi. Burada sanayi arsalarının metrekaresi, Ömerli Köyü civarında 100 dolar seviyesindeyken, Hadımköy’ün iç kesimlerinde ve TEM otoyolu çevresindeki arsaların metrekaresinin ise bin dolara kadar çıktığı görülüyor.


Beylikdüzü, Mimaroba, Sinanoba: Yine yıllardır uzaklığı sebebi ile boş kalan Beylikdüzü, Mimaroba ve Sinanoba’daki konutların bugün tamamı dolmuş durumda. Bu üç bölgedeki arsa fiyatları da metrekare bazında 150 dolardan başlayıp konumuna göre 500 dolara kadar çıkabiliyor.


Anadolu Yakası:

Şerifali: Kısa bir süre öncesine kadar, Dudullu Organize Sanayi Bölgesi kapsamında olan Şerifali’nin kaderi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Tem otoyolunun yapılmasıyla değişti. Şerifali’nin yıldızını parlatan en önemli özelliği ise Ataşehir ile olan komşuluğu oldu. Son iki yılda İstanbul’un en hızlı yapılaşan konut bölgelerinden biri olan Şerifali’de birbiri ardına marka konut projeleri yapılıyor. Semtteki arsaların yüzde 80′inin ya yapılaştığı ya da yapılaşma aşamasında olduğu belirtiliyor. Bölgede konut yapımına uygun olan arsaların değerlenmesi ile birlikte arsa sahipleri de müteahhitle kat karşılığı olarak yüzde 50-50 şeklinde anlaşmalar yapıyor. Şerifali’deki arsaların şu an ki metrekare satış fiyatları bin dolardan başlayıp 2 bin dolara kadar çıkabiliyor. Bölgede yeni ve markalı konutların fiyatları 1+1 dairelerde 130 bin YTL’den başlıyor, daire büyüklüğü ve oda sayısı artıkça bu fiyat 800 bin YTL’ye kadar çıkıyor.


Akfırat-Tepeören: Formula-1 pisti için seçilen Tuzla’nın Akfırat Beldesi ve beldeye bağlı Tepeören’de yüzlerce dönümlük arazilerin yanı sıra,300-500 metrekareden başlayan hisseli arsalar da satışa sunuluyor. Bölge emlakçıları, hisseli arsaların metrekare fiyatlarının 30-40 dolardan başladığını belirtiyor. Sorunsuz, terkleri yapılmış, yapılaşma oranı yüksek villa imarlı arsaların metrekare fiyatları ise 250 dolara kadar çıkıyor. Akfırat’ta, villa tipi yapılaşmaya izin var. Binalara en çok üç kat izni veriliyor. Akfırat, Tepeören, Göçbeyli gibi bölgelerde konut sayısının 50 binlere çıkacağı belirtiliyor. Formula pistinin yakınlarında 20 bin dönümün üzerinde boş arazi bulunuyor. Bölgede villa fiyatları milyon dolara çıkarken, arsa alıp üzerine ev yapmak isteyenlerin hareketi sonucu da 500 ile 1000 metrekarelik arsalara talep gözleniyor.


Tuzla-Orhanlı ve Aydınlı: Tuzla’nın arsa yatırımı için seçilebilecek Orhanlı ve Aydınlı bölgelerinde de dönümü 30 bin YTL’den başlayan arsalara rastlanıyor. Dört yıl önce dönümü 5-10 bin YTL olan arsalar, 2005′te 100 bin YTL’nin üzerine çıkmıştı. Bugün ise arsaların dönümü 200-300 bin YTL’yi buluyor.


ANKARA:

Birçok şehirde olduğu gibi Ankara’nın da cazibe merkezleri artık değişti. Bir zamanlar Ankara’nın en gözde yeri Gaziosmanpaşa, Çankaya idi. Şimdilerde ise Eskişehir Yolu en çok tercih edilen bölge Gayrimenkul Group Emlak Ofisi’nin sahibi Fatih Ayaz, Ankara’da konut fiyatlarının geçen yıl ortalama yüzde 45 ila 80 arasında değişen oranlarda artış gösterdiğine işret etti. Son 10 yılda Eskişehir Yolu, Çukurambar, Bilkent, Ümitköy ve Çayyolu’na doğru gelişen Ankara’daki fiyat artışı diğer bölgelere nazaran bu bölgelerde daha fazla olduğunu ifade eden Ayaz, bu bölgedeki Bilkent, Ümitköy, Çayyolu, Beysukent, Yaşamkent’in dışında Ankara’nın batı aksında kalan Eryaman, Sincan-Yenikent, Susuz ve Etimesgut gibi yerlerin de oldukça değer kazandığını söyledi.


Öte yandan Batıkent ve civarı prim yaparken Çayyolu ve çevresi de gözde semtlerden biri haline geldi. Yine yeni metro ağının temellerinin atılması ve sağlam altyapısı ile Keçiören bölgesi de prim yaptı. Ankara’nın son birkaç yıldır gayrimenkul açısından yerinde sayan semtlerin başında ise Ayrancı, Büyükesat, Küçükesat ve Yenimahalle geliyor. Bu semtlerdeki konut fiyatları metrekare bazında bin ile bin 200 YTL arasında değişiyor. Yine Ulus, Kurtuluş, Cebeci ve Kolej gibi semtlerin ise gayrimenkul fiyatları açısından cazibesini yitiren ve düşüşte olan semtler olduğu ifade ediliyor.


Ankara’da çıkışta olan bölgeler ve buralardaki fiyat hareketleri şöyle:


Yaşamkent:

Çayyolu bölgesinin devamı niteliğinde olan Yaşamkent, lüks konutlardan oluşan siteleriyle, imarlı villa arsaları ile, son yıllarda artan talebi ve yeni başlayan ve inşası süren lüks projeleri ile son bir yıldır çıkışını yavaşlatmış olsa bile önümüzdeki dönemin en popüler bölgesi olmaya aday. Bölgedeki arsaların metrekare fiyatları 500-800YTL aralığında. Ümitköy: Sosyal konutlardan lüks villalara kadar çok geniş bir konut çeşitliliği sunan bölgenin önümüzdeki dönemde merkezi konumunu artıracağı öngörülüyor. Arsanın hemen hemen kalmadığı bölgede imarlı arsaların metrekare fiyatları 750 YTL’den başlıyor.


Alacaatlı:

Henüz 1/1000′lik imar planı onanmamış olan Alacaatlı, Konutkent ve Yaşamkent bölgelerine komşu bir konumda yer alıyor. Özellikle arsa açısından son 2-3 yıldır belirgin bir atış ve talep gösteren bölgede imarsız arsaların metrekare fiyatları 150-400 YTL aralığında seyrediyor.


Beytepe:

Henüz imar çalışmaları tamamlanamamış olan Beytepe, çıkışın yoğun hissedildiği bölgelerden. Çayyolu’nu İncek’e bağlayan yolunda açılması ve bu yolun Beytepe’den geçmesi sonucunda imarsız arsaların metrekare fiyatları 200-500 YTL civarına yükseldi.


Keçiören:

Keçiören’de çıkıştaki bölgeler arasında Keçiören Belediye binasının olduğu bölge, Migros çevresi ,Dr.Besim Ömer Caddesi ve çevresi, Atatürk Parkı ve çevresi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın evinin bulunduğu Subay Evleri, Gökçek Parkı çevresi ve de Adnan Menderes Mahallesi yer alıyor.


Bu bölgelerdeki arsaların metrekaresi 500 YTL ile 2 bin 500 YTL arasında değişiyor. Yine aynı bölgelerdeki konutların metrekare satış fiyatları 800 YTL ile 3 bin YTL arasında değişiyor.


Sincan:

Sincan, günde güne çok göç alan ve hızlı gelişen özellikle de dar gelirli kesimin tercih ettiği bölgeler arasında yer alıyor. Sincan çarşı içinde kalan sokaklardaki arsaların metrekare birim fiyatları bin 500 ile 2 bin 500 YTL arasında değişiyor. Daireler ise 65 bin ile 80 bin YTL’den satılıyor.


Eryaman:

Özellikle Göksu Parkı’nın yapımı ile birlikte bölge, Anakara’nın gözde mesire alanı haline geldi. Bu bölgedeki imarlı arsalar metrekare bazında 500 YTL ile 1000 YTL, imarsız arsalar 30 ile 120 YTL’den işlem görüyor.


Etimesgut:

Etimesgut’a yakın Bağlıca, Yaprakcık ve Temelli’ye kadar olan bölgeler yatırımcının tercih ettiği bölgeler arasında. Yine ilçe sınırları içerisinde yer alan Elvankent ise yatırım potansiyeli yüksek bir yer haline geldi. Etimesgut’taki imarlı arsaların metrekaresi 100 YTL’den başlayıp 1000 YTL’ye kadar çıkabiliyor. İlçedeki dairelerin ortalama fiyatı ise 65 ile 85 bin YTL arasında.


Ankara’da önümüzdeki birkaç yıl içinde yıldızı parlayacak bölgeler buralardaki gayrimenkul fiyatları şöyle:


Temelli:

Merkez civarı bölgelere göre uygun olan fiyatları sebebiyle arsa yatırımcıları açısından özellikle son iki yıldır cazip bölgelerden birisi oldu. Buradaki imarlı arsaların metrekaresi 30 ile 80, imarsız arsaların metrekare fiyatları ise 10-25 YTL’den satılıyor.Dodurga Köyü: İncek ile Alacaatlı bölgeleri arasında kalan Dodurga, imarlı bölgelere sınır olması ve fiyatlarının komşu bölgelere oranla daha uygun olması nedeniyle yatırımcılara parlak bir gelecek sunuyor. Dodurga’daki imarlı arsaların metrekaresi 125 ile 200, imarsız arsaların ise 50 ile 90 YTL’den satılıyor.Ballıkuyumcu Köyü: Eskişehir Yolu üzerinde bulunan bölge, Disnayland projesine olan yakınlığı, Büyükşehir Belediyesi’nce inşa edilmekte olan Portaş Konutları, Kent-Koop projesi..gibi çalışmalar sebebiyle son yıllarda gözde yatırım alanları arasına girdi.Burada imarlı olan arsalar 75 ile 150 YTL’den imarsız olanları ise 30 ile 80 YTL metrekare fiyattan satılıyor.Şehitali Köyü: Büyük inşaat firmalarının ve kooperatiflerin tercih ettiği köydeki imarlı arsaların metrekaresi 80-60 YTL, imarı olmayan arsaların ise 40-90 YTL’den satılıyor.Eskişehir Yolu’ndaki diğer köyler: Yukarıda özellikle belirttiğimiz bölgelerin dışında kalan Temelli’ye kadar olan güzergâhtaki sağlı sollu diğer köylerde (Yapracık, Yukarı Yurtçu, Aşağı Yurtçu, Alagöz, Malıköy, Alcı, Hisarlıkaya vb.) son yıllarda arsa yatırımcılarının tercih ettiği alanlar. Bu köylerde imarsız arsa metrekare birim fiyatları 15-100 YTL bandında değişiyor.


İZMİR:

İzmir kentsel dönüşüm projeleri ile yeni bir kimliğe bürünmeye hazırlanıyor. İzmir’in geleceği açısından büyük önem taşıyan Kent Yenileme Projesi tüm hızıyla sürüyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin pek çok bölgesinde yaptırılan toplu konutların 2008 yılına kadar bitirilmesinin hedeflendiği açıklandı. Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla ve Menemen gayrimenkul açısından en değerli bölgeler haline geldi. Örnekköy ve Çiğli’nin üst bölgeleri ise son dönemde çıkışta olan semtler.


Özellikle Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe ve Urla birbiri artına yükselen lüks konut projeleri ile tüm dikkatleri üzerlerine çekiyorlar. Menemen tarafında daha çok kooperatif ve site şeklindeki konut projeleri göze çarparken, Narlıdere ve Güzelbahçe taraflarında ise ticari gayrimenkul sınıfına giren büyük alışveriş merkezileri boy göstermeye başladı. Durum böyle olurca bu bölgelerdeki arsa fiyatları da değerini ikiye katladı.


İzmir Balçova’da imarlı arsaların metrekaresi 300 YTL ile 2 bin YTL, Narlıdere’de bin 500 ile 3 bin YTL, Güzelbahçe’de 150 YTL ile 2 bin 500 YTL, Urla’da bin 200 YTL ile 2 bin 750 YTL ve Menemen’de ise 100 ile 500 YTL aralığında satılıyor. Örnekköy ve Çiğli’deki imarlı arsaların metrekare fiyatı da 100 ile 500 YTL arasında. Bunun dışında Bostanlı, Karşıyaka, Güzelyalı ve Yalı Mahallesi eskiden olduğu gibi yine revaçta. Sahilevleri ise villa projelerinin geliştiği bir bölge. Buradaki villaların satış fiyatı 1 ile 2 milyon dolar arasında.


İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, Bayraklı ve Salhane’nin önümüzdeki birkaç yılda yıldızı parlayacak yerlerin başında geleceği yönünde öngörüde bulunuyor, Güleroğlu, bu konuda “Bu iki bölgede Manhattan projesi uygulanmaya çalışılıyor. Sonuç verirse İzmir’in en gözde yeri olacaktır. Şu anda bu iki bölgedeki arsaların metrekaresi 300-500 YTL iken 2 bin 500 ile 5 bin YTL’ye çıkması bekleniyor” şeklinde değerlendirmede bulunuyor.


TRAKYA BÖLGESİ:

Trakya’nın gayrimenkul açısından yükselen bölgelerinin başında Çorlu,Çerkezköy ve Lüleburgaz geliyor. Bu ilçelerdeki gayrimenkul fiyatlarındaki artışın en önemli nedenini ise Trakya’daki sanayi tesislerinin nedeyse tamamının bu üç bölgede toplanmış olması oluşturuyor.


Trakya Bölgesi’nde gayrimenkul açısından yerinde sayan bölgelerinin başında ise Kırklareli’nin Vize ve Pınarhisar, Edirne’nin Lalapaşa, Havsa, Enez ve Uzunköprü, Tekirdağ’ın Malkara, Hayrabolu, Şarköy ve Muratlı ilçeleri geliyor. Bu yörelerdeki arsaların metrekare fiyatları bölgeye göre 75 ile 250 YTL arasında değişiyor. Yine bu bölgelerdeki konutlar ise 75 bin ile 80 bin YTL arasında değişen fiyatlarlardan satılıyor.


Trakya Umum Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı İlhan Kurt Trakya bölgesinde kısa zamanda prim yapacak bölgeler arasında Tekirdağ’ın Keşan, Marmara Ereğlisi ile Kırklareli’nin Babaeski ve Saray ilçelerini gösteriyor. Son bir yılda bu bölgelere yoğun bur talebin olduğuna işaret eden Kurt, bu dört ilçedeki arsa fiyatlarının metrekare bazında 150, ile 350 YTL arasında olduğunu ifade etti.


Trakya’da cazibesini yitiren ve düşüşte olan bölge bulunmadığının altını çizen Kurt, Tekirdağ’ın Barbaros Beldesi ve Muratlı ilçesi, Edirne’nin Keşan ilçesi ile Kırklareli’nin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yıldızı parlayacak muhtemel bölgeler arasında yer aldığına işaret etti.


TEKİRDAĞ

Tekirdağ-Çorlu ve Çerkezköy: Sanayileşmenin fek fazla olmadığı Tekirdağ il merkezinde gelişme gösteren yerler arasında başında Otogar ile İstanbul istikametine doğru Hürriyet Mahallesi, İstanbul karayolu üzeri Namık Kemal Üniversitesi’ne kadar olan bölgeler başı çekiyor. Buralardaki arsaların metrekare fiyatı 350 ile 750 YTL arasında. İş yerlerinin metrekare satış fiyatı ise bin 500 ile 2 bin 500 YTL arasında değişiyor. Tekirdağ’ın sahil kesimi olan ve genelde yazlık meskenlerin bulunduğu, Altınova Mahallesi, Barbaros ve Kumbağ Beldesi’ndeki arsaların metrekare fiyatları 250 ile 500 YTL’den satılıyor. Buralardaki yazlıkların metrekare satış fiyatı ise 800 ile 1000 YTL arasında.


Tekirdağ’ın sanayi açısından en önemli ilçesi haline gelen Çorlu’da şu anda binlerce konutun yapımı sürüyor. Çorlu’nun konut açısından en rağbet gören bölgeler arasında Çetin Emeç Bulvarı, Emlak Konutları, Önerler Köyü, Bulvar Yolu İstanbul kısmı, Bağlar Mevkii’nin üst kısmı ve Yeni Sanayi Bölgesi geliyor. Özellikle banka şubelerinin de bu bölgede yoğunlaşması dikkat çekiyor. Bölgedeki arsaların metrekare fiyatı 500 ile 1000 YTL arasında değişiyor. 130 metrekare 3+1 doğalgaz kombili bir dairenin fiyatı 150 bin YTL’den başlıyor. Bu bölgede yeni yapılan lüks konutların metrekare birim fiyatları ise bin 500 ile 2 bin YTL’den alıcı bekliyor. Çorlu’da iş yeri açısından hastane ile postane arası her zaman revaçta olan bölgeler. Bunun dışında sanayi imarının bulunduğu Türkgücü Yolu, Tekirdağ Yolu, Çerkezköy Yolu, E-5 karayolu Vakıflar Mevkiine kadar olan bölgedeki sanayi imarlı arsaların ortalama metrekare birim fiyatları 75 ile 100 YTL arasında.
Sanayisi nedeniyle Çorlu gibi göç alan Çerkezköy’de konut yapımı hızla sürüyor. Mustafa Kemal Bulvarı, Saray istikametine gidiş yolu, Narin Mensucat Fabrikası’nın bulunduğu bölge Çerkezköy’ün gelişme aksını oluşturuyor. Bu bölgede bankalar ve işyerleri yer alıyor. Buradaki işyerlerinin metrekare satış fiyatı 2 ile 4 bin YTL arasında, konutların ortalama metrekare birim fiyatları ise bin YTL’den satılıyor. Konut açısından İstasyon Caddesi civarı prim yapan bölgelerin başında geliyor. Bu bölgedeki 3+1 120 metrekarelik bir dairenin satış fiyatı 80 ile 100 bin YTL arasında. Yine Çerkezköy sanayinin yoğun oluğu organize sanayi bölgesindeki arsaların metrekaresi ise 100 ile 150 dolardan satılıyor.


EDİRNE

Bir üniversite şehri haline gelen Edirne’nin Talatpaşa Asfaltı, Binevler semti, Doktor Sadık Ahmet Caddesi, Koca Sinan Mahallesi, Fatih Mahallesi ve Saraçlar Caddesi gelişme gösteren bölgeler arasında yer alıyor. Bu bölgelerdeki konutların ortalama metrekare fiyatları 800 ile bin 200 YTL, yine aynı bölgelerdeki arsalar ise metrekare bazında 200 ile 500 YTL arasında değişen fiyatlarla satılmakta. Özellikle Saraçlar Caddesi tamamen iş yerlerinin bulunduğu bir bölge. Bu cadde üzerinde yer alan işyerlerinin fiyatı dudak uçuklatıyor. Cadde üzerinde yer alan mağazaların metrekare satış fiyatının ortalama 5 bin YTL olduğu belirtiliyor.


KIRKLARELİ ve LÜLEBURGAZ:

Kırlareli’nin yatırım açısından en gözde olan bölgesi İstasyon ve Cumhuriyet Caddesi. Bu iki cadde üzerindeki iş yerleri astronomik rakamlarla el değiştiriyor. İstasyon ve Cumhuriyet Caddesi’ndeki iş yerlerinin metrekaresi 8 ile 10 bin YTL’den satılıyor. Bu bölgedeki konutların metrekare fiyatı ise bin 200 ile bin 500 YTL arasında. İl merkezine yakın bölgelerdeki arsaların metrekare satış rakamları ise 200 YTL’den başlayıp 500 YTL’ye kadar çıkabiliyor.


Trakya Bölgesi’nde sanayi ile büyüyen ilçelerden bir diğeri olan Lüleburgaz’da gayrimenkul açısından Bulvar Yolu, İstanbul, Fatih, İstasyon ve Kurtuluş Caddesi, Hürriyet ve Özerler Mahallesi revaçta olan bölgeler arasında ilk sırada yer alıyor. Bu bölgelerdeki işyerlerinin metrekaresi bin 500 ile 3 bin 500 YTL arasında değişiyor. Bölgedeki 3+1 kaloriferli ve asansörlü bir dairenin fiyatı ise 110 ile 120 bin YTL’den satılıyor. Aynı bölgelerdeki arsa fiyatları ise metrekare bazında 500 ile bin YTL arasında.


BODRUM:

Türk turizminin son yıllarda en gözde bölgelerinin başında gelen Bodrum’un en değerli yatırım açısından en gözde bölgelerinin başında Yalıkavak, Türkbükü, Gümüşlük(Karakaya), Bitez, Ortakent-Yahşi, Konacık, Mumcular Beldesi geliyor. Gayrimenkul açısından Bodrum’un önümüzdeki dönemde prim yapacak muhtemel bölgeleri arasında ise Güllük ve Tuzla Beldesi gösteriliyor. Bodrum Emlakçılar Derneği Başkanı Ömer Yetgin, Bodrum’da son dönemde İslamhaneleri, Kadıkalesi, Dereköy, Yakaköyü, Dağbelen Köyü,Gürece ve Konacık Köyünün bir kısmı, Pınarlıbelen,Yeniköy ve Bahçeyakası Köyü’nün fiyat artışı açısından yerinde sayan bölgeler olduğunu söylüyor.


Ömer Yetgin, Bodrum’un özellikle Yalıkavak Beldesi’nin ve koylarının her yıl artış gösterdiğine işaret etmekte. Yalıkavak’ın Küdür Mevkii’nin denizi ve doğal güzelliği nedeniyle en tercih edilen bölge olduğunu vurgulayan Yetgin, burada denize 30-40 metre mesafede bulunan 241 metrekare imarlı bir arsanın bu günkü fiyatının yaklaşık 150 ile 180 bin YTL arasında olduğunu söylüyor. Yetgin, Yalıkavak Beldesi ile ilgili şu bilgileri verdi:


“Yalıkavak Yalı Mevkii ile Yalıkavak Gündogan ana yol güzergahı, gayrimenkul alım ve satımında en revaçta bölgeler. Bu bölgelerdeki ticari imarlı arsaların metrekaresi 300 ile 400 Euro’dan satılıyor”


İşte Bodrum’da değeri artan bölgeler ve buralardaki gayrimenkul fiyatları:Güllük ve Tuzla: Güllük ve Tuzla’da arsa fiyatları son iki yılda 3 kat artış gösterdi. Bu iki bölgedeki arsaların şu anki metrekare satış fiyatı 50 dolardan başlayıp, 200 dolara kadar çıkabiliyor.Bu iki beldedeki konutların satış fiyatı ise şöyle:


‘70 metrekare iki oda ve iki banyo apartman daireleri hem Tuzla hem Güllük için 85 bin Euro’dan başlıyor.130 ile 150 metrekarelik üç veya dört odalı üç banyolu villalların fiyatları 260 bin Euro’dan başlayıp 360 bin Euro’ya kadar çıkmakta.’


Göltürkbükü:

İstanbul sosyetesinin gözdesi haline gelen Türkbükü’nde 400-500 metrekare büyüklüğündeki imarlı deniz manzaralı arsalar yaklaşık 200 ile 250 bin dolar, 600-700 metrekare büyüklüğündeki imarlı arsalar 200 ile 250 bin Euro arasında satılıyor. Bu bölgenin en güzel koyu olan Hebil Koyu’ndaki 400-500 metrekarelik imarlı arsaların ortalama satış fiyatı yaklaşık 250 bin YTL’den başlıyor. Yine Türkbükü’ndeki yüzme havuzu bulunan villaların satış fiyatı ise 150 bin Euro’dan başlayıp, 250 bin Euro’ya kadar çıkıyor.


Gümüşlük:

Son birkaç yıldır özellikle yabancı uyrukluların gözde yerleşim yeri haline geldi. Önceleri 25 ile 30 bin Paund’a satılan villaların değeri yabancıların ilgisi nedeniyle bir anda 50 ile 60 bin Paund’a kadar yükseldi. Buradaki arsaların ise metrekare birim değerlerinin ise 150 ile 200 dolar arasında olduğu ifade ediliyor.


Bitez:

Bodrum Adliyesi’nin geçtimiz yıl Bitez’e taşınması, beldedeki arsa, konut ve iş yerlerinin değerini arttırıcı etki yarattı. Özellikle avukatlık bürolarının adliye etrafında yoğunlaşması ile birlikte bu bölgedeki konutların fiyatlarında da yüzde 70-80′lere varan artışlar meydana geldi. Adliye civarındaki evlerin ortalama fiyatı 150 bin Euro’dan başlıyor. Bitez Yalı Mevkii’nde denize sıfır evlerin ortalama fiyatları 200 bin Euro. Yine Aktur’daki evlerin fiyatı ise 200 bin Euro’dan başlayıp 300 bin Euro’ya kadar çıkabiliyor. Bitez’de 30 ile 45 metrekare arasındaki işyerleri ise 120 ile 130 bin YTL’den satılıyor.


Ortakent-Yahşi:

Son zamanlardaki Kipa, Metro, Koçtaş…gibi alışveriş mağazalarının bu beldede faaliyet göstermeleri neticesi arsa ve bina satışlarında da artış görüldü. Ortakent-Yahşi’deki deniz manzaralı evler 200 ile 250 bin dolar arasında satışa sunuluyor.


Konacık:

Orta gelir düzeyine sahip kesimin tercih ettiği beldedeki evlerin satış fiyatı 100 ile 120 bin YTL arasında. Beldede 500 metrekare büyüklüğündeki imarlı arsalar ise 150 ile 180 bin dolardan satılıyor.
DENİZLİ:

Denizli’nin en değerli gayrimenkullerin yer aldığı bölgelerin başında Delikli Çınar, Atatürk Bulvarı, Kaleiçi ve Saraylar Mahallesi, İkinci Ticari Yol geliyor. Bu bölgelerdeki özellikle ticari gayrimenkullerin değerinde geçtiğimiz yıla göre neredeyse yüzde yüz oranında bir artış yaşandı. Örneğin geçtiğimiz yıl metrekare satış fiyatı 3 bin YTL olan Atatürk Bulvarı ve kale içinde yer alan zemin kat dükkânların bu yıl ki metrekare satış fiyatı 25 bin YTL’ye kadar fırladı.


Denizli’de ticari gayrimenkul açısından çıkışta olan caddeler ise şunlar:Halk, Lise, İstiklâl, Kıbrıs Şehitleri ve Çamlık. Bu caddeler üzerinde yer alan işyerlerinin metrekare satış fiyatı bin ile 2 bin YTL arasında değişmekte. Çamlık ve Servergazi ise arsa ve konut açsından değerlenen bölgeler.


Çamlık’taki arsaların metrekaresi 3 bin 500 YTL’den satılırken, bu bölgedeki 200 metrekare üzerindeki dairelerin fiyatları ise 250 bin YTL’ye kadar çıkabilmekte. Yine Servergazi bölgesindeki arsaların fiyatı metrekare bazında bin YTL olurken, 200 metrekarelik lüks daireler ise 180 bin YTL’den alıcı bulabiliyor. Denizli’de önümüzdeki birkaç yıl içinde yıldızı parlayacak bölgeler arasında ise Çakmak Mevkii, Üçler Mevkii, Pınarkent, Organize Sanayi Bölgesi’nin çevresi, Eski Sümerbank Fabrikası’nın alt bölgesi, Eski Çal Yolu ve Eski Hisar Köyü gösteriliyor.


Bu bölgelerdeki imarlı ve imarsız arsaların metrekare satış fiyatları ise şöyle:Çakmak ve Üçler Mevkii’nde imarlı arsaların metrekaresi 100 ile 150 YTL, Pınarkent ve Organize Sanayi Bölgesi’nde imarlı arsaların metrekaresi 75 ile 150 YTL arası, imarsız olan arsaların satış fiyatı ise 25 ile 50 YTL arasında. Eski Sümerbank Fabrikası’nın bulunduğu bölge, Eski Hisar Köyü ve Eski Çal Yolu üzerindeki imarsız arsalar 25 ile 50 YTL, imarlı olan arsaların metrekare satış fiyatı ise 100 ile 200 YTL arasında.


Denizli Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Atilla Coşkun, Denizli’de son birkaç yıldır fiyat açısından yerinde sayan bölgelerin başında Kirişhane, Topraklık ve Uçancıbaşı Mahallesi’nin geldiğini ifade etti. Coşkun, bu mahallelerdeki arsaların metrekare fiyatının 150 YTL, dairelerin 65 bin YTL olduğunu söyledi.


ADANA:

Adana’da Seyhan ilçesinin kuzeybatısı ve Yüreğir ilçesinin de kuzeydoğusu rantın yükselen bölgelerinin başında geliyor. Yüreğir’deki arsaların metrekaresi 20-70 YTL arasında değişiyor. Seyhan’da Kenan Evren Bulvarı, Turgut Özal Bulvarı, Süleyman Demirel Bulvarı iş yeri olarak en yüksek fiyattan işlem görüyor. Buradaki işyerlerinin metre bazında satış fiyatı bin 500 ile 2 bin YTL arasında değişiyor.


Güzel Yalı, Mahfesığmaz, Yurt, Mavi Bulvar üstü ve Kurttepe rantı artan bölgeler olarak göze çarpıyor. Burada yer alan konutların metrekare fiyatları 800 ile bin YTL arasında.
Adana’nın planlı gelişen bölgelerinden Yeni Adana’da ise arsaların metrekaresi 300 YTL’den başlayıp 700 YTL’ye hatta bin YTL’ye kadar çıkabiliyor. Yeni Adana’da daire fiyatları ise metrekare bazında 800 ile 1000 YTL arasında. Yüreğir’de ise Organize Sanayi, Kürkçüler, İncirlik, Buruk ve Sofulu mahalleri değerlenen bölgeler arasında yer alıyor. Bu bölgedeki arsaların metrekare satış fiyatı 20 ile 70 YTL arasında.


Kuzeybatı yönündeki Kabasakal, Şambayat, Karahan, Çakal Kuyusu ve Kireç Ocağı bölgeleri gayrimenkul açısından Adana’nın yükselen yeni bölgeleri olarak kabul ediliyor. Buralardaki imarlı arsaların metrekaresi 40 ile 100 YTL arasında değişiyor. Adana Tüm Emlakçılar Esnaf Odası Başkanı Burhan Coşkun, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Adana’da Salbaş beldesi, Karaisalı ilçesi ve Sofulu beldesinin prim yapacak bölgeler olduğunu söylüyor.


KONYA:

Konya’da en değerli gayrimenkuller Selçuklu ilçesinde Barış Caddesi, Nalçacı Caddesi, Afra civarı, Meram ilçesinde Ahmet Özcan Caddesi,Yeni Larende, Meram Yeni Yol ve Yaka Meram ve Karatay ilçesinde yeni adliye binası civarında yer alıyor. Bu bölgelerde daha önce metrekare bazında 15 ile 100 YTL arasında olan imarlı arsaların bugünkü fiyatı 30 YTL’den başlayıp 200 YTL’ye kadar çıkıyor. Bu bölgelerdeki konutların fiyatları 75 ile 300 bin, işyerlerin ise 150 ile 500 bin YTL, arasında değişiyor.


İstanbul yolu, Karatay ve yeni adliye sarayı civarı Konya’da son dönemde gayrimenkul açısından çıkışta olan bölgelerin başında geldiğine işaret eden, Konya Emlakçılar Odası Başkanı İsmet Çakır, bu bölgelerdeki gayrimenkullerin geçtiğimiz yıla oranla bu yıl yüzde 20 oranında değer kazandığını ifade ediyor. Karatay bölgesinde yeni yapılan adliye binası civarı, Selçuklu bölgesinde Ankara-İstanbul yolunu birbirine bağlayan büyük çevre yolu civarı ile Meram da kentsel dönüşüm projesinin yapıldığı alanlar, Konya’da önümüzdeki birkaç yıl içinde yıldızı parlayacak muhtemel bölgeler olarak gösteriliyor. Bu bölgelerdeki şu anda arsaların metrekare birim fiyatının Selçuklu’da 20, Karatay’da 35 ve Meram’da 100 YTL civarında olduğu belirtiliyor.


SAKARYA:

Çark Caddesi, Adnan Menderes Caddesi, Palmiye Caddesi, Serdivan Bölgesi, Bosna Caddesi, Erenler Beldesi, Karaman, Camili ve Korucuk bölgesi Adapazarı’nın yükseler bölgeleri olarak göze çarpıyor. Bu bölgelerdeki arsaların fiyatları 150 ile bin YTL arasında değişiyor. Aynı bölgedeki konutların ortalama fiyatları ise 50 bin YTL’den başlayıp 400 bin YTL’ye kadar çıkabiliyor.


İlde, yerinde sayan bölgelerin bulunmadığını kaydeden Sakarya Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Selçuk Başak, Sakarya’nın önümüzdeki birkaç yılda prim yapacak bölgelerini ise şu şekilde sıraladı:


“Serdivan, Erenler, Camili, Karaman, Korucuk, Yenigün Mahallesi ve Mithatpaşa Mahallesi önümüzdeki dönemde değerlenecek bölgelerin başında geliyor. Buralardaki imarlı arsaların metrekare birim fiyatı 50 ile 250 YTL arasında değişiyor”


BURSA:

Türkiye’nin en çok göç alan illerinden birisi olan Bursa, İzmir yönüne doğru genişliyor. Bursa’nın gayrimenkul açısından son dönemde yükselen bölgeleri olarak Nilüfer, İhsaniye Ataevler, Ertuğrulkent ve Altınşehir gösteriliyor. Arsaların pek de bulunmadığı bu bölgeler içerisinde Nilüfer’in bazı bölgelerinde tek tük elde kalan arsaların metrekaresi 90 ile 100 YTL arasında bir fiyatla alıcı bulabiliyor. Yine bu bölgelerdeki evlerin fiyatı ise 125 bin YTL’den başlayıp 250 bin YTL’ye kadar çıkabiliyor.


Bursa’da önümüzdeki birkaç yıl içinde değerlenecek muhtemel bölgeler arasında İzmir yolu başı çekiyor. Bu hat üzerindeki imarlı arsaların dönümünün 200 bin YTL’den başlayıp 1 milyon YTL’ye kadar çıktığı bölgedeki emlakçılar tarafından ifade ediliyor. İzmir yolundaki imarsız olan arsaların dönümünün ise 70 ile 150 bin YTL olduğu belirtiliyor. Nilüfer’in içindeki Çalı, Demirci,Yaylacık, Kayaba ve Hasanağa Bölgesi’ndeki (Orman alanı-TOKİ’nin yatırım yaptığı bölge) imarlı arsaların dönümü 100 ile 150 bin YTL, imarsız arazilerin dönümü ise 50 bin ile 100 bin YTL arasında değişiyor.


ANTALYA:

Türkiye’nin turizm başkenti olan Antalya’da gayrimenkul fiyatlarının hızına yetişilemiyor. Antalya’da Eski Lara Caddesi, Kemerağzı Oteller Bölgesi, Konyaaltı Sahil Yolu, Kuzeykent, Yeniköy, Yeşilbahçe ve Fener, gayrimenkul değerleri açısından yükselişini sürdüren bölgelerin başında geliyor. Bu bölgelerdeki imarlı arsaların metrekare fiyatı 50 Euro’dan başlayıp,300 Euro’ya kadar çıkabiliyor.


Bu bölgedeki evlerin metrekare satış fiyatı ise 50 ile 2 bin 500 Euro arasında değişiyor. İmarsız arsaların metrekaresinin 40 Euro’dan başladığı bu bölgelerdeki ticari gayrimenkullerin metrekaresi ise bin 700 ile 2 bin 500 Euro arasında satılıyor. Antalya’da en pahallı arsalar ise Konyaaltı Caddesi üzerinde yer alıyor. Bu cadde üzerindeki arsaların metrekaresi 3 bin Euro’dan başlıyor. Cadde, bu özelliği ile en pahallı gayrimenkullerin yer aldığı İstanbul Büyükdere Caddesi ile adeta yarışıyor. Antalya Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Şeref Sağlam, Antalya’nın birkaç yıl içinde yıldızı parlayacak bölgeler hakkında ise şu bilgileri veriyor:


“Yeşilbayır, Kuzeykent, Varsak, Doğuvilayeti, Yeniköy, Ermenek, Çalkaya, Karaçalı ve Aksu önümüzdeki dönemde yıldızı parlayacak muhtemel bölgelerin başında geliyor. Buralardaki imarlı arsaların metrekare satış fiyatları 45 Euro’dan başlayıp, yerine ve konumuna göre 150 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Yine aynı bölgedeki evlerin metrekare satış fiyatları ise 50 ile 550 Euro arasında. Yine aynı yerlerdeki imarsız arsalar ise metrekare bazında 20 Euro’dan başlayan fiyatlarla satılıyor”


KOCAELİ:

Özellikle 17 Ağustos depremi sırasında ayakta kalan Yahyakaptan, Yuvam Akarca, Yuvam Turgut ve deprem sonrasında inşa edilen kalıcı konutlar çok fazlaca talep gördü. Kocaeli’nin şu anda gayrimenkul değerleri açsından çıkışta olan bölgelerin başında Şehir Merkezi, Plaj Yolu, Bağçeşme,Yuvam Akarca ve Yahyakaptan Mahallesi geliyor. Bu dört bölgedeki imarlı arsaların metrekare satış fiyatları 100 YTL’den başlayıp, bin YTL’ye kadar çıkabiliyor.


Bu bölgelerdeki konutların satış rakamları ise şöyle:Bağçeşme 500 bin YTL, Şehir Merkezi 80 bin ile 300 bin YTL, Plaj Yolu 75 bin ile 350 bin YTL, Yahyakaptan 110 bin ile 160 bin YTL ve Yuvam Akarca ise 75 bin ile 115 bin YTL arasında.


Yine bu bölgelerdeki işyerleri ise 100 bin YTL ile 2 milyon dolar arasında satılıyor. Kocaeli merkez ve ilçelerinde cazibesini yitiren ve düşüşte olan bölgelerin bulunmadığına işaret eden Kocaeli Emlakçılar Derneği Başkanı Nejat Bayhan, önümüzdeki birkaç yıl içinde yıldızı parlayacak muhtemel bölgelerin ise Döngel, Bahçecik ve Karşıyaka olarak gösterdi. Bayhan, buralardaki arsaların metrekare fiyatlarının 50 YTL’den işlem gördüğünü söyledi.


KAYSERİ:

Bir sanayi kenti hüviyetine bürünen Kayseri, gayrimenkul açısından Orta Anadolu Bölgesi’nin en değerli illerinden birisi haline geldi. İlde özellikle ticari arsaların fiyatlarında son birkaç yılda gözle görülür artışlar yaşandı. Kayseri’nin şu anda çıkışta olan bölgeleri olarak Alpaslan Mahallesi, Kılıçaslan Mahallesi, Şeker Mahallesi, Mimar Beldesi ve eski Kayseri’nin merkeze yakın mahalleleri gösteriliyor. Bu bölgelerdeki imarlı arsaların metrekare fiyatlarının 200 Euro’dan başlayıp bin Euro’ya kadar çıktığı görülmekte. Yine aynı yerlerdeki konutların satış fiyatı ise 20 bin ile 200 bin Euro arasında.


Kayseri’de gecekondu önleme bölgesindeki arsalar ise oldukça prim yaptı. Örneğin daha önce 125 YTL olan 210 metrekare büyüklüğündeki arsaların bugünkü fiyatı tam 320 kat artışla 40 bin YTL’ye kadar çıkmış durumda. Kayseri Emlakçılar Odası Başkanı Kazım Karabekir Temel, önümüzdeki beş yıllık dönemde Malatya Yolu, Mimarsinan, Ambarlar Mevii ve çevresi ile Sivas Yolu’nun en çok prim yapacak yerler olduğunu ifade ediyor. Temel, bu bölgelerdeki imarlı arsaların metrekare satış rakamlarının 100 ile 500 Euro arasında olduğunu kaydetti.


ESKİŞEHİR:

Eskişehir’in son dönemde gayrimenkul açısından çıkışta olan bölgeleri Batıkent Mahallesi Bursa Yolu, Zincirlikuyu Mahallesi, Vişnelik Mahallesi-Vişnelik Evleri ve Karabayır Bağları.
Batıkent Mahallesi ve Bursa Yolu’ndaki imarlı arsaların metrekare fiyatları 150 ile 200 YTL arasında satılıyor. Zincirlikuyu Mahallesi’nde imarlı arsaların metrekare fiyatı 60 ile70 YTL, Vişnelik Mahallesi-Vişnelik Evleri’nde imarlı arsaların metrekare fiyatları bin 500 ile 2 bin YTL arasında değişiyor. Karabayır Bağları’nda ise imarlı arsaların metrekare fiyatı 100 YTL’den başlayıp 130 YTL’ye kadar çıkabiliyor.


Bu bölgelerdeki konut fiyatları ise şöyle:Batıkent Mahallesi ve Bursa Yolu’nda 80-200 bin, Zincirlikuyu Mahallesi’nde 50 ile 60 bin, Vişnelik Mahallesi-Vişnelik Evleri’nde 250 ile 400 bin, Karabayır Bağları’nda ise 130 ile 300 bin YTL arasında satılmakta.


Eskişehir’in Şarhöyük, Zafer, Fevzi Çakmak, Takkalı ve Kumlubel Mahalleleri’nin konut ve arsa fiyatlarında değişiklik olmayan bölgeleri olduğuna işaret eden Eskişehir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik, “Bu bölgelerdeki arsaların metrekare fiyatları iki üç yıl öncede 20 ile 50 YTL arasındaydı, bugün de aynı fiyatta” dedi. Çelik, Eskişehir’de önümüzdeki birkaç yıl içinde yıldızı parlayacak muhtemel bölgelerin ise Bursa Yolu, Batıkent, Zincirlkuyu ve Savoza , Eskibağlar Mahalleri ile Karabayır Bağları olduğunu söyledi.

Kredi ödenmezse ne olur ?

Etiketler: | 0 yorum

Kredi ödenmezse ne olur?


Mortgageturk Genel Müdürü Ömür Kaya’nın verdiği bilgilere göre, mortgage sisteminden belirli ve düzenli bir geliri olan, bunu belgeleyebilecek herkes yararlanabilecek. Ayrıca sistem konut alıcılarına ek bir yarar daha getiriyor. Daha önce konut kredisi kullanmış fakat bunu mortgage’e çevirmek isteyen kişiler de eğer isterlerse bu sistemden yararlanabilecek.


İlk etapta başvuru sahibinin kimlik bilgileri, gelir belgesi, daha sonra ev belirlendikten sonra alınacak konuta dair tapu ve teknik bilgilerin verilmesi gerekiyor. Başvurular krediyi verecek bankalara doğrudan veya birden çok finansal kuruluşla çalışan mortgage brokerlık firmalarına yapılabilecek.


Ancak madalyonun diğer yüzü de var. Özellikle sabit gelirli kesimin kredi kartlarında düştüğü ödeme darboğazı hatırlandığında akıllara şu soru geliyor: Mortgage ipotekleri ödenmezse ne olacak? Ömür Kaya, şöyle yanıt veriyor bu soruya: “Sermaye Piyasası Kurulu’nun hazırladığı taslağa göre, iki defa üst üste taksit ödemesi yapılmadığı zaman, finansal kuruluş ikinci aksamayı takiben beş gün içerisinde posta ile ihtar gönderir. Bundan sonra ödemenin yapılması için bir aylık bir süre tanınacak.


Bu süre içerisinde de ödemelerde herhangi bir değişiklik söz konusu olmazsa, krediyi veren banka ev satış işlemlerine başlayacak. Konutun değeri ana borç miktarını kapatmaya yetmezse kalan miktar bireyden talep edilecek. Fakat konutun değeri kalan ana para borucundan fazla olursa aradaki fark borçluya ödenecektir.”

Ev alma isteğimiz yüzde 9 arttı

Etiketler: | 0 yorum

Master Card'ın araştırmasına göre Türk halkının son 1 yılda ev alma isteği yüzde 9 artarken, tüketiciler yatırımlarını bu yönde değerlendiriyor.

MasterCard'ın altı ayda bin kişi ile 11 il merkezinde gerçekleştirdiği MasterIndex araştırmasına göre Türk halkı eline geçen fazla parayı öncelikli olarak ev alarak değerlendirmek istiyor. MasterIndex araştırmasının önceki dönem verilerine bakıldığında Türk Halkı'nın yıldır değişmeyen tercihinin almak olduğu gözleniyor. Araştırma, ev alma isteğinde son 1 yılda yüzde 9'luk artış yaşandığını ortaya koyuyor. 30 yaşında istek artıyor Yöntem Araştırma ve Danışmanlık tarafından yaptırılan MasterIndex araştırmasının "Elinize geçen fazladan 40 bin YTL'yi nasıl değerlendirirsiniz" sorusundan çıkan sonuçlara göre; Türk halkının yüzde 38'i ellerine geçen fazla parayla öncelikli olarak ev almak istiyor. Araştırma sonuçlarına sosyoekonomik düzeye göre bakıldığında, eline geçen fazladan 40 bin YTL ile ev almayı en çok isteyen grup, yüzde 43'lük oranla DE sosyoekonomik grubu. DE sosyoekonomik grubunu yüzde 40'lık oranla B, yüzde 37'lik oranla ise, C2 sosyoekonomik grubu takip ediyor. Araştırmaya göre Türk halkının ev alma isteği 30 yaşından sonra artıyor. 30 yaşına kadar arabaya almayı tercih eden gençler, yaşları ilerledikçe ev sahibi olmaya yöneliyorlar. Araştırmaya göre ev sahibi olmayı en çok isteyen yaş grubu yüzde 46 ile 65 yaş üstü.

Kaynak: Sabah

Konut Edindirme Yardımı alacaklar dikkat, liste teslimi 3 ay uzadı

Etiketler: | 0 yorum

Konut edindirme yardımı (KEY) hak sahiplerinin isimleri ile yardım tutarlarının yer aldığı listelerin, tasfiye halindeki Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketine teslimine ilişkin süre, 30 Kasımdan itibaren 3 ay uzatıldı.

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazetede yayımlandı.

Karar uyarınca, Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan 6 aylık süre, 30 Kasım 2007 tarihinden itibaren 3 ay uzatıldı. Karar, söz konusu tarihten geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.

Buna göre ilgili kurumlar, listelerini Şubat ayı sonuna kadar listelere ilişkin bilgi girişini yapan Tasfiye Halindeki Emlak Bankasının KEY Birimi'ne iletebilecek.

Bu durumda, KEY biriminin de süre uzatımı talebinde bulunmaması halinde, hak sahibi listeleri en erken Mayıs ayından sonra ilan edilebilecek.

Bu yıl Mayıs ayında çıkarılan KEY Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanun ve buna dayanarak çıkarılan yönetmelik uyarınca, hak sahibi olanlara nakit veya hisse senedi olarak yapılacak ödemelerin belirlenmesi için, kurumlara, kesinti yapılan personele ilişkin listelerin iletilmesi için 30 Kasım'a kadar süre verilmişti.

Bu tarihe kadar, işçiler için SSK bölge müdürlüklerinin, memurlar için de ödemeyi yapan kurum hangisi ise defterdarlıklar, saymanlıklar, mal müdürlüklerinin, kanunla kurulan kuruluşlar ve bankaların da doğrudan listelerini Tasfiye Halindeki Emlak Bankası bünyesindeki KEY birimine iletilmesi gerekiyordu.

Listelerde, 1 Ocak 1987 ile 31 Aralık 1995 tarihleri arasında adlarına kesinti yapılan personele ilişkin bilgiler ve kesinti tutarları yer alacak.

Mevzuat uyarınca, kurumlara listeleri bildirmek için 30 Kasım'a kadar verilen sürenin, bakanlar kurulu kararı ile bir defaya mahsus olmak üzere 3 aya (2008 Şubat sonu) kadar uzatılabilme imkanı vardı ve bu kullanıldı.

Buna göre Hak sahiplerinin belirlenmesi işlemleri, KEY birimi tarafından, ilgili kuruluşlarca gerekli mutabakatları sağlanarak gönderilen listeler esas alınarak, 3 ayda tamamlanacak.

Listelerin bildirimine ilişkin süre uzatımı hükümet tarafından uygun bulunursa, KEY birimi, kendisi için de 2 aylık süre uzatımı istemezse, yasa ve yönetmeliğe göre, 2008 Mayıs ayı sonuna kadar hak sahiplerinin isim, konut edindirme yardımı ve nemalarını içeren listeleri Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığına (EGYO) bildirecek.

Diğer taraftan, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanın, bu süreyi bir defaya mahsus olmak üzere 2 aya kadar uzatmaya yetkili bulunuyor.

Bu süre uzatımı da kullanılırsa, listeler en erken Ağustos ayına kadar hazır olabilecek.

KEY birimi, 20 bin kurumdan gelecek tüm verileri birleştirip, her bir hak sahibi için tek bir ödeme tutarı belirlemek üzere ''tekrar ve tutarlılık'' kontrolleri yapıyor. KEY hak sahibi sayısı konusunda telaffuz edilen rakamlar 3-5 milyon arasında değişiyor.

1 Ocak 1987'de yürürlüğe giren 3320 sayılı kanun uyarınca, 31 Aralık 1995'e kadar, işverenler, istihdam ettikleri kişiler için KEY hesabına para yatırmıştı.

KEY hesabına yapılan işveren kesintileri, 1 Ocak 1996'dan itibaren sıfırlanmıştı. Kişi başına kesinti, 3 bin 500 lira ile başlayıp, en son 80 bin liraya yükseltilirken, sistemde tam olarak katılan kişilerin anaparasının 6 milyon 156 lira olduğu ifade edilmişti.

Kaynak: Zaman

Kat irtifaklı arsa tapusunda harç matrahı

Etiketler: | 0 yorum

Harçlar Kanunu'nun dördüncü kısmı "Tapu ve Kadastro Harçları" ile ilgili hükümleri kapsamaktadır.

(Madde: 57-70) Harca tabi olan işlemler ise kanuna ekli (4) sayılı tarifede sayılmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır.
Mevcut düzenleme gereği "Tapu ve Kadastro Harçları" (4) sayılı liste uyarınca işlemlerin nev'i ve mahiyetine göre değer esası üzerinden nispi (oransal) veya makdu olarak alınmaktadır.
Harçlar Kununu'nun uygulamasında yer alan "kayıtlı değer" veya Emlak Vergisi değeri Emlak Vergisi Kanunu'na göre belirlenen vergi değerini ifade etmektedir.
Kural olarak "Tapu ve kadastro harcı vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerden yüksek olanı üzerinden alınır." (Madde: 63)
Vergi değerinin tanımı ise Emlak Vergisi Kanunu'nun 29'uncu maddesinde yapılmıştır. Bu tanımlamaya göre vergi değeri;
* Arsa ve araziler için Vergi Usul Kanunu uyarınca asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlere göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmiş arazide her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik, bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseler) arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibariyle takdir olunan birim değere göre,
* Binalar için Maliye ile Bayındırlık ve İskân bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile yukarıda belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak konuya ilişkin tüzük hükümleri uyarınca belirlenen ilkeler çerçevesinde
hesaplanmaktadır.
Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde harcın hesabında vergi değeri esas alınmaktadır. Aradaki farka isabet eden harç Vergi Usul Kanunu'na göre hesaplanan vergi ziyaı cezası yüzde 25 oranında hesaplanmak suretiyle ikmalen tarh edilmektedir.
Tapu sicilinde kayıtlı arsa ve arazi üzerinde yeniden inşa olunacak bina ve sair tesislerin tescilinde veya her nevi vasıf değişikliklerinde tahsis (düzeltme) harcı alınır.
Uygulamada gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergi değeri üzerinden devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde 15 oranında tapu harcına tabi tutulmaktadır.
Mevcut düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere gayrimenkullerin devir ve iktisabında Emlak Vergisi değeri veya Emlak Vergisi değeri üzerindeki beyanlar dışında başka bir değer esas alınarak tapu harcı hesaplanması veya talebi ve tahsil edilmesi mümkün değildir.
Ancak uygulamada bazı hallerde yapılan vergi incelemelerinde inşaat devam ederken ve henüz (yapı kullanma izni) iskân belgesi alınmamış daireler dolayısıyla tapuda arsa olarak tescilli projeler için arsa tapu devirleri sırasında, tapu devri dolayısıyla ödenmesi gereken alım-satım harç matrahları idarece kabul edilmeyerek, bazısında tapuda arsa devirleri sırasında inşaat tamamlanmamış olmasına rağmen vergi ziyaı cezalı harç tahsiline yönelik işlemlerin ve incelemelerin yapıldığı gözlenmektedir.
Yine uygulamada kat irtifaklı arsa devri yapılan bu tür işlemlerde iskân belgesi alımı aşamasında da ayrıca binaya dönüşüm dolayısıyla bina değeri üzerinden ilave harç hesaplaması da yapılmaktadır.
Bir başka açıdan olayı değerlendirecek olursak; bu tür işlemlerde başlangıçta hak sahibine arsa payının devri yapılmaktadır. Bu işlemde harca esas alınan değer Emlak Vergisi değeri olmaktadır. Bilahare bu tür devirlerde bina dönüşüm dolayısıyla bina değeri üzerinden ayrıca harç ödenmektedir.
Bu tür işlemlerde eğer başlangıçta arsa payı devirlerinde harca esas değerin hesaplanışı kanunen belirlenmiş olması hususu dikkate alındığında idarece veya yapılan incelemeler sonucunda yükseltilmesi mevcut kanuni tanımlamalar dışında bir başka değere dönüştürülmesi mümkün değildir.
Mevcut kanuni düzenlemeler dışında bir uygulama sonucunda özellikle kat irtifaklı arsa devrinden dolayı kat sahiplerinin gereksiz yere mağdur edilmesi ve kendilerinin bilgisi dışında hem ek harca hem de vergi ziyaı cezasına muhatap edilmesi hukuk devleti olgusu ile örtüşmeyen bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Harçlar Kanunu'nun dördüncü kısmı "Tapu ve Kadastro Harçları" ile ilgili hükümleri kapsamaktadır.

Kaynak: Referans Gazetesi

Büyüme ivme kazanacak ama kredi koşulları gem vuracak

Etiketler: | 0 yorum

2008 yılında ekonomik büyümenin, hükümet projeksiyonu olan yüzde 5,5’i yakalama ihtimalini hala yüksek görüyorsak da, kredi piyasasındaki karşıklıklar bu oranın 1.5 puan kadar aşılacağına dönük önceki beklentimizi, projeksiyona doğru revize etmemize neden oluyor.

Konut kredisi alacağı karşılığında yaratılan tahvilleri alanlar için borcun geri ödenmemesi ihtimaline karşı yapılan sigortanın açığa satılabildiği piyasayı dahi oluşturacak yaratıcılığın türev piyasalarını azdırdığına; kapitalizmin kalesi dev bankaların, faizi haram kabul eden müslüman ülkelerin fonları tarafından kurtarıldığına tanıklık ettiğimiz çalkantılı bir yılı tamamlıyoruz. Ancak, gelecek yılın global piyasalar açısından daha çalkantılı olma ihtimali de hiç de azımsanacak bir olasılık değil.

Sermaye hareketleri önemli
ABD’de resesyon olmadığı takdirde (ki şimdilik eldeki veriler bu yönde ikna edici bir sonuca ulaştırmıyor), dünyanın geri kalanında büyüme performansı kötü olmaz; bu ortamda gelişmekte olan piyasaların performansı da fena olmaz; hatta olumlu bile seyreder. Bu görüş piyasalarda giderek daha fazla dile getirilen bir görüş. Ancak, biz hala gelişmekte olan ülkelerin ve Türkiye’nin performanslarının, ABD ekonomisindeki çalkantılardan etkilenmeyeceği konusunda ikna olmuş değiliz. Bu kadar cari açığı olan bir ülkede, sermaye hareketlerinden etkilenmemek mümkün değil diye düşünüyoruz.

2007 yılında ekonomik büyümenin projeksiyonların yarım puan kadar altında kalarak yüzde 4,5 civarında gerçekleşeceğinin anlaşılmasından sonra, 2008 yılında da büyümenin yavaş kalma ihtimali kafaları kurcalayan en önemli soru işareti. Elimizdeki son veriler ekonomik aktivitenin canlanmakta olduğunu, ama son çeyrekteki canlanmanın 2007 yılındaki büyümeyi yüzde 5’e çekmek için yeterli olmayacağını gösteriyor.

Talebe etki 1. çeyrekte
İç politik karışıklıkların seçimlerin ardından ortadan kalkmış olması ve Merkez Bankası’nın faiz indirimleri büyümeye katkı yapacaktır. Ancak, Merkez Bankası’nın faiz artırımları nasıl belli bir gecikmeyle iç talebe gem vurduysa, şimdi de faiz indirimlerinin iç talep üzerindeki olumlu etkisi iki çeyrek gecikmeyle hissedilecek. Dolayısıyla, eylül ayında başlayan faiz indirimlerinin talebe etkisi 2008’in birinci çeyreğinde belirginleşecek diye düşünüyoruz. Reel ücretlerde çok ciddi bir değişiklik olmadığı bir ortamda, petrol ve tütün ürünleri üzerindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile su, elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılan zamlar hanehalkı harcamaları içinde zorunlu olanların payını artırarak, diğer harcamaların payını azaltabilir. Bu durumda tüketim talebindeki artış sınırlanabilir.

Borçlanma imkanına sınır
Yatırım harcamaları, dış finansmana daha duyarlı. Dış borçlanma olanaklarının, son yıllarda artmasıyla, yatırımlar da ivme kazandı. Ancak, 2007 yılının ikinci yarısından itibaren global kredi piyasalarında ağırlaşan sorunlar, 2008 yılındaki borçlanma imkanlarını sınırlayacak. Daha önce yüzde 15 civarında büyümesini beklediğimiz yatırım harcamalarında, eğer kredi piyasalarındaki tıkanıklık giderilemezse çok daha kısıtlı bir artış görmek mümkün. Sonuçta, her ne kadar 2008 yılında ekonomik büyümenin, hükümet projeksiyonu olan yüzde 5,5’i yakalama ihtimalini hala yüksek görüyorsak da, kredi piyasasındaki karşıklıklar bu oranın 1.5 puan kadar aşılacağına dönük önceki beklentimizi, projeksiyona doğru revize etmemize neden oluyor.

2008 yılında ekonomik büyümenin, hükümet projeksiyonu olan yüzde 5,5’i yakalama ihtimalini hala yüksek gör...

Kaynak: Referans Gazetesi

Bankalar sadece kredi vermesin projeleri de denetlesin

Etiketler: | 0 yorum

Koray İnşaat Genel Müdürü Şamil Çapar da gayrimenkul sektörünün sağlıklı büyüyebilmesi için finans sektörü ile daha interaktif bir ilişki içinde olması gerektiğini belirtti.

Bankaların sadece kredi veren formatından çıkıp, projelere ortak olmasının öneminin altını çizdi. Çapar, finans sektörünü gayrimenkul sektörü içine çekmek gerektiğini söyleyerek, "Bankalar gayrimenkul projelerine vereceği kredilerde projelerin minimum teknik standartlara uyumunu şart koşabilir. Böylece bankalar sektör üzerinde denetleme ve denge unsuru olabilir; projeleri sorgulayabilir" dedi.

Kaynak: Sabah

Mortgage krizi Körfez'deki otellerde yer bırakmadı.

Etiketler: | 0 yorum

Mortgage krizi nedeniyle fon ihtiyacı olan Avrupa ve ABD'li bankacılar, 3 trilyon dolarlık Arap sermayesinin peşine düştü. Körfez'deki otellerde yer kalmadı.

Mortgage krizi Arabistan Yarımadası'nı bankacı akınına uğrattı. Bu durum da en fazla bölgede bulunan lüks otellere yaradı. Yılbaşı tatili nedeniyle bölgeye tatile gitmek isteyen Türk tatilciler de yer bulmakta zorluk çekiyorlar. Bir süre önce İnter Yatırım'ı satın alan Körfez ülkesi Bahreyn sermayeli Unicorn Investment Bank yetkilileri, "ABD'li ve Avrupalı bankaların akınına uğrayan bölgeye gitmek istediğimizde artık lüks otellerde yer bulamadığımız için haftalar öncesinden rezervasyon yaptırmak zorunda kalıyoruz. Batılı her banka fon bulmak için 10'ar 20'şer adamını bölgeye gönderiyor" diye konuştular.

3 TRİLYON DOLAR VAR
Bankacılar, bölgede özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nden kaçan 3 trilyon dolar civarında nakit Arap sermayesinin bulunduğunu ve krizde sermaye ihtiyacı olan Batılı bankacıların bu para ile nakit ihtiyaçlarını karşılamak için başta Dubai olmak üzere bölge ülkelerine çıkarma yaptığını belirtiyor. Uzmanlar petrol fiyatlarının artması ile bölgeye her gün 1 milyar dolar nakit para aktığını belirterek, "Kriz nedeniyle sermaye sıkışıklığına giren bankalar bu parayı çekmeye çalışıyorlar. Krizin finansmanı bu şekilde yapılıyor" diye konuşuyor.

Fon sahiplerinin hepsi petrol zengini
Fon Ülke Büyüklük*
ADIA Birleşik
Arap Emirlikleri 875
GIC Singapur 330
GPFG Norveç 322
CIC Çin 200
SFRF Rusya 127
KIA Kuveyt 70
*Milyar dolar

Kaynak: Sabah

Yapı Kredi'den dövize endeksli konut kredisi

Etiketler: | 0 yorum

Yapı ve Kredi Bankası İsviçre frangı ve İngiliz sterlinine endeksli konut kredisi kullandıracak.

Banka konut kredisi ürün portföyüne dövize endeksli 2 yeni ürün daha ekledi.

Yapı ve Kredi Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, konut kredisi almayı düşünen müşteriler artık Yapı Kredi'den İsviçre frangına veya İngiliz sterlinine endeksli konut kredisi kullanabilecek.

Kredilerin vade ve faiz oranları, İsviçre frangı için 120 ay vadeye kadar yüzde 0.54, 121-240 ay vade arası yüzde 0.57 olarak belirlenirken, İngiliz sterlini için 240 ay vadeye kadar kredi faizi yüzde 0.75 olarak açıklandı.

Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Sönmez, özellikle döviz cinsinden geliri olanların taleplerine karşılık vermek üzere bu iki yeni ürünü geliştirdiklerini belirtti.

Söz konusu kredilerin birçok kişinin ilgisini çekebileceğini ifade eden Sönmez, ancak döviz geliri olmayanların risklerini iyi hesap etmeleri ve kredi kullanım kararlarını bu doğrultuda vermeleri gerektiğinin altını çizdi.

2008 yılında faiz oranlarında düşüş beklendiğini belirten sönmez, ikincil piyasanın hayata geçmesi ve kurumsal yatırımcının ilgisiyle birlikte finansman kaynağının çeşitleneceğini ve maliyetin de düşeceğini kaydetti.

Kaynak: CNN Türk

Faizler 2008 baharında %1'in altına düşer

Etiketler: | 0 yorum

Merkez Bankası'nın faiz indirim sürecine önümüzdeki yıl da devam edeceği beklentisiyle konut kredilerinde faiz oranlarının 2008 yılının ilk yarısında yüzde 1'in altına ineceği öngörülüyor.

Merkez Bankası'nın faiz oranlarını indirmesi ile birlikte konut kredilerinde rekabet yoğunlaştı. Bankalar faiz indirimlerini konut kredilerine yansıtmaya başlarken, önümüzdeki dönem faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisi de faizlerin aşağı yönlü hareketini destekliyor. Dünyada merkez bankalarının mortgage krizinin etkilerini sınırlamak için faiz indirimlerine gitmesine paralel Merkez Bankası da aralık ayında yaptığı toplantıda gecelik borçlanma faizini yarım puan indirerek faizi yüzde 15.75'e geri çekti. Mayıs 2006'daki uluslararası dalgalanmadan sonra gecelik faizleri yüzde 13.25'ten yüzde 17.50'ye çıkaran Merkez, böylece 14 aylık aranın ardından eylülde 0.25 puan; ekim, kasım ve aralıkta ise yarımşar puanlık indirime gitmiş oldu. Dışarısı bozulursa 2009'a kalır Bankalar eylül ve ekim ayında faizlerdeki gevşemeyi müşteriye yansıtırken, konut kredisinde en düşük faiz oranı yüzde 1.30 seviyelerine gerilemişti. Kasım ve aralık aylarında yapılan faiz indirimleri ile konut kredilerinde en düşük faiz oranı yüzde 1.27'ye kadar geriledi. Konut kredisi faizlerinin Merkez Bankası'nın faizleri indirme eğilimi devam ettiği sürece 2008'in ikinci yarısından önce yüzde 1'in altına inmeyeceğini öngören uzmanlar, 2008 yılının ilk yarısında yurt dışı piyasalarda yaşanabilecek bir bozulmanın da bu tarihi 2009'a kadar erteleyebileceğini belirtti. Mortgage sisteminin tam olarak işlerlik kazanması için faiz oranının yüzde 1'in altında olması gerektiğini ifade eden uzmanlar, faiz oranlarının yüzde 1' altına gerilemesi ile konut kredilerinde talep patlaması beklediklerini bildirdi. Garanti Bankası Bireysel Kredilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Erbil de faizlerde düşüş trendine paralel faiz oranlarını indirmeye devam edeceklerini söylemiş ve faizlerin düşme eğilimi sürerse 2008 yılının bahar aylarında konut kredisi faizlerinin yüzde 1'in de altına inebileceğini öngörmüştü.

Kaynak: Sabah

Artık faizden faiz alınmayacak

Etiketler: | 0 yorum

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile banka kredilerindeki faize faiz uygulayan hükümler geçersiz sayılacak.

Bunun için bankalara üç ay süre tanınacak. Yeni kanunla şirketlerin içini boşaltma devri de bitiyor. Artık ortakların şirketten borç alması yasaklanacak.

AHMET KIVANÇ (Arşivi)

ANKARA - Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile kredi kullananları zor durumda bırakan 'faizden faiz alınması' uygulamasına son verilecek. Bankalar, yeni TTK yürürlüğe girdikten sonraki üç ay içinde, tüm kredi sözleşmelerindeki faizden faiz alınmasına ilişkin hükümleri ayıklamak zorunda olacak. Bu düzenleme, banka kredileri dışındaki, benzer tüm sözleşmeleri de kapsayacak.
Anonim ve limited şirketlerde ortakların şirketten borç alması da tümüyle yasaklanıyor. Yasa yürürlüğe girmeden önce şirketten borç almış ortaklara, borçlarını 'nakit' olarak ödemeleri için üç yıllık süre tanınacak. TBMM Adalet Komisyonu'nun gündeminde bulunan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri sürerken, Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Bu tasarıda, 1535 maddeden oluşan TTK'nın hangi hükümlerinin ne zaman ve ne şekilde yürürlüğe gireceği düzenleniyor.

Tüm sözleşmeler değişecek
TTK'nın 'bileşik faiz'i düzenleyen maddesi uyarınca, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesini öngörmüş bulunan cari hesap sözleşmeleri, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde değiştirilecek ve faize faiz yürütülmesine ilişkin hükümler ile bu sonucu doğuran düzenlemeler sözleşmeden çıkarılacak. Aksi takdirde üç aylık sürenin sonunda söz konusu hükümler yazılmamış sayılacak.

Bileşik faize ilişkin düzenleme sözleşmeden çıkarılıncaya kadar işlemiş bulunan faiz, borçludan istenebilecek. Ancak, istenebilecek faiz hiçbir şekilde, yeni TTK yürürlüğe girdikten sonraki üç ayı geçemeyecek.

Buna göre, özellikle faizden faiz alınmasını öngören banka ticari kredisi, kredi kartı, tüketici kredisi ve konut kredisi sözleşmeleri ile benzer diğer sözleşmeler, yasa yürürlüğe girdikten sonra üç ay içinde değiştirilmek zorunda olacak. Bileşik faize yer veren veya bu sonucu doğuracak tüm sözleşme hükümleri, üç aylık süre içinde sözleşmelerden çıkarılacak.
Alacaklılar, üç aylık sürenin dolmasından sonra faiz alacaklarına faiz yürütemeyecekler.


Ödeme nakit olacak
Türkiye'de şirketlerin hâkim hissedarları veya diğer ortakları, yaygın olarak şirketi kasa gibi kullanarak, borç adı altında sürekli para çekebiliyor. Borçlar için ortakların çok düşük faiz ödemesi ya da ne faizini, ne de anaparasını ödememesi nedeniyle şirketlerin içi boşalıyor. Bu yüzden şirketler krizler karşısında dayanıksız hale gelirken, alacaklılar da çoğu zaman şirkette tahsil edecek bir malvarlığı ya da para bulamıyor. Yeni TTK'da, ortakların anonim ve limited şirketlerden borç para alması yasaklanıyor.

TTK Uygulama Kanunu Tasarısı'nda ise, yeni yasa yürürlüğe girmeden önce anonim veya limited şirketten borç almış ortaklara, borçlarını ödemeleri için üç yıllık süre tanınıyor. Borcun ödeme planına bağlanması, senet verilmesi söz konusu olamayacak.
Ödemenin tümüyle nakit olarak yapılması gerekecek.


Eski olaya eski kanun
Yeni TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce bazı taşınmazlar bir şirkete ayni sermaye olarak konulmuş, ancak bunların tapu tescilleri şirket adına yapılmamışsa, Sanayi Bakanlığı'nın talimatıyla tescil işlemi ticaret sicili müdürlerince yaptırılabilecek. Tescile ilişkin harç ve masraflar şirketten tahsil edilecek.

Tasarıya göre, yeni TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükteyken gerçekleşmişse, o kanun hükümleri uygulanacak. TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş fiiller, bağlayıcılıkları ve hukuki sonuçları itibarıyla, bu tarihten sonra dahi, gerçekleştikleri tarihte yürürlükte olan kanuna tabi olacak.

Tasarıya göre, bir Türk şirketi, tasfiye edilmeksizin ve gideceği ülkede yeniden kurulmaksızın yabancı bir ülkeye taşınabilecek. Bunun için, şirketin alacaklılarını ilan yoluyla haberdar etmesi ve alacakların teminat altına alındığını ispatlaması gerekecek. Merkezini yurtdışına taşıyan şirketin unvanı, alacaklıları tatmin edilmeden gerçekleşmeyecek.

Kaynak: Radikal

'Mortgage krizinin dibi henüz görünmedi piyasalar hazirandan sonra kendine gelir'

Etiketler: | 0 yorum

Türkiye'nin en genç katılım bankası Bank Asya, finans sektöründeki 11. yılına Ümraniye'deki yeni bankacılık üssünde 'merhaba' dedi. Yapımı yaklaşık 1,5 yıl süren 11 katlı yeni binanın kapılarını ilk kez basına açan Genel Müdür Ünal Kabaca, çeşitli konulardaki soruları cevapladı.

Uluslararası piyasalarda büyük çalkantıya sebep olan ABD'deki mortgage krizi sebebiyle 2008'in ilk çeyreğinin biraz sıkıntılı geçeceğini belirten Kabaca, "Yurtdışındaki krizin dibi henüz görünmedi. Yılın ikinci yarısından itibaren piyasaların açılmasını bekliyoruz." dedi. Türkiye'nin çok dinamik bir ülke olduğunu hatırlatan Kabaca, ancak dışarıdaki problemlerin devam etmesi halinde bunun mutlaka Türkiye'ye de yansımalarının olacağını kaydetti. Genel Müdür Kabaca, 2008 yılının dünya piyasalarındaki dalgalanmalar sebebiyle kritik bir yıl olarak görüldüğünü ifade ederek, bu dönemde IMF ile güven tazelemenin yararlı olabileceğini savundu. Bankacılık sektöründeki yabancı payına ilişkin bir soru üzerine Kabaca, "Yabancı yatırımcı Türkiye'ye istikrarla birlikte gelmeye başladı. Önümüzdeki dönemde yabancı payının burada kalmayacağı, daha da artacağı görülüyor." diye konuştu. Türkiye açısından bakıldığında gelecek yıl finansal piyasalarda konsolidasyonların süreceğini dile getiren Kabaca, özellikle kredi kartı tarafında bunun beklendiğini, piyasada kalacak kartlar arasında yer almayı istediklerini söyledi. Türkiye dışındaki faaliyetler için çok acele etmemek gerektiğini anlatan Kabaca, uygun bir ortamda, uygun şartlar oluştuğu takdirde gerekli adımları atabileceklerini vurguladı. Özel finans kurumlarının kuruluş amaçlarından birinin, yabancı sermayeyi çekmek olduğunu hatırlatan Kabaca'ya göre, diğer bir amaç ise yurtiçi tasarrufların açığa çıkarılması. Bu konuda önemli mesafeler alındı, ancak yeterli olmadı. Hâlâ altın yatırımları yaygın. Katılım bankalarının gelişimiyle birlikte bu tasarruflar da daha çok açığa çıkabilecek.

2008'de yüzde 40 büyüyeceğiz

Genel Müdür Kabaca, hedeflerinin Bank Asya'yı bankacılık liginin üst sıralarına taşımak olduğunu söyledi. Düzenlediği basın toplantısında, Bank Asya'nın 2007 yılına ilişkin verilerini ve 2008 hedeflerini açıklayan Kabaca, bu yıl kârlı bir şekilde büyümeye devam ettiklerini bildirdi. Müşteri portföyü ticari ve kurumsal ağırlıkta olmasına rağmen Bank Asya'nın bireysel bankacılıkta da önemli bir aktör olma yolunda ilerlediğinin altını çizen Kabaca, 2007 yılında özellikle kredi kartı adedi ve cirosunda büyük artışlar elde edildiğini, adet olarak kredi kartı pazarında 13. sırada yer aldıklarını söyledi. Bankanın dış ticaret performansına da değinen Kabaca, Bank Asya'nın dış ticaret hacminin 4,5 milyar dolara çıktığını bildirdi. Deneyimli bankacı, geçen yıl halka açılan Bank Asya'nın piyasa değerinin ise 1 milyar 50 milyondan 3 milyar 210 milyon YTL'ye yükseldiğini kaydetti. 2008'de yüzde 40'lık bir büyümeye imza atmayı hedeflediklerini söyleyen Kabaca, son tutsat (motgage) krizine rağmen hedeflerini revize etmeyi düşünmediklerini sözlerine ekledi.

RAKAMLARLA BANK ASYA*
Aktif büyüklük 5,668

Kullandırılan fonlar 4,766

Toplanan fonlar 4,280

Net kâr 0,141

Şube sayısı 118

Personel sayısı 3.288

* 30 Eylül 2007 itibarıyla, milyar YTL.

Kaynak: Zaman

Geçmişten Geleceğe Gayrimenkul Söyleşileri II

Etiketler: | 0 yorum

ULI Young Leaders tarafından ilki Haziran 2007’de gerçekleştirilen “Dünden Yarına Gayrimenkul Söyleşileri” toplantılarının ikincisi 7 Ocak Pazartesi günü Swissotel’de düzenlenecek.
Multi Turkmall Gayrimenkul’ün sponsorluğunda, ULI Young Leaders tarafından düzenlenen ikinci “Dünden Yarına Gayrimenkul Söyleşileri” toplantısına aşağıdaki konuşmacılar katılacak:

Hans Otto Nagel (Multi Turkmall Gayrimenkul, Turkmall ve Colin Investments Inc. Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı)

Prof. Dr. Hüseyin Kaptan (İstanbul Metropoliten Planlama Koordinatörü)

Firuz Soyuer – Moderatör (DTZ Pamir & Soyuer Kurucu Ortağı)

Ana başlığı “Türkiye’de gayrimenkul sektörünün dünü ve yarını” olarak belirlenen toplantıda, bugüne kadar Yunanistan’da, Türkiye’de, Balkanlar’da ve Çin’de 3.000.000 metrekareden fazla alışveriş merkezi alanının geliştirilmesinde veya hayata geçirilmesinde rol alan Hans Otto Nagel

- gayrimenkul sektöründe geçirdiği 30 girişimci yılını,
- Metro AG, Carrefour, Bauhaus, Real, Praktiker ve Ikea’nın Türkiye’ye geliş öyküsünü,
- Turkmall, Multi Turkmall ve Colin Investments başkanı ve ortağı olarak Türkiye ve dünyada perakende sektöründeki deneyimlerini,
- sektör değerlendirmelerini,
- Türkiye için nasıl bir gelecek beklediğini açıklayacak.

Kentsel planlama alanında 40 yılı aşkın deneyime sahip, İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nin (İMP) kurucu yürütücüsü Prof. Hüseyin Kaptan ise
- İstanbul’un dünü ve yarınına,
- geçmişindeki problemlere,
- yeni kentsel dönüşüm projelerine,
- gelecekte İstanbul’u bekleyen fırsatlara değinecek.

Geçmişten Geleceğe Gayrimenkul Söyleşileri II Tarih: 7 Ocak 2008
Yer: Swissotel, İstanbul
Program:
17.00-19.00 Konuşmalar
19.00-19.45 Kokteyl
Simültane tercüme mevcut

Toplantıya katılım ve detaylı bilgi için: Ahmet Hakan Yener ahmethakanyener@gmail.com

Kredi kullandım, faiz düştü ne yapacağım ?

Etiketler: | 0 yorum

Herhangi bir bankadan veya kredi kuruluşundan sabit faizli konut kredisi kullandıktan hemen sonra, konut kredisi faiz oranları düşmeye başlarsa, yapabileceğiniz iki şey vardır.


Birincisi, banka ile sözleşme imzalamışsanız ancak henüz fiilen konut kredisini kullanmamışsanız, bankadan daha düşük faiz oranı ile kredi kullandırmasını talep edebilirsiniz. Ancak, eğer kredi sözleşmesini imzalamış ve krediyi de kullanmışsanız, faiz oranı konusununda banka ile pazarlık yapmanız gerekir.

Faizler düştüğü halde neden kredi kuruluşu kredimi daha düşük olan yeni faiz oranı üzerinden yenilemiyor diye düşünebilirsiniz. Ancak olayı bir de kredi kuruluşu açısından değerlendirmek gerekir. Kredi kuruluşu da size sabit faiz oranı üzerinden konut kredisi kullandırdıktan sonra, eğer piyasadaki faiz oranları yukarı doğru hareket ederse kredi kuruluşu sizi arayıp da anlaşmayı bozmanızı ve yüksek orandan tekrar kredi kullanmanızı istemeyecektir. Yine de sabit faizli konut kredisi kullandıktan sonra faiz oranlarının düşmesi durumunda, siz tüketicileri koruyan bir takım sistemler vardır.
Bazı kredilerde ‘düşük faiz oranından mevcut konut kredinizi yenileme olanağı bulunmaktadır. Eğer kredi faiz oranını sabitlediğiniz dönemde faizler düşerse, bu seçenek size düşen faizden faydalanma imkanı verir. Bu sistemde bir kaç varyasyon vardır. Ama genelde faizler düştüğünde bir defalık düşük faizden sabitleme hakkınız vardır. Bazı kredi kuruluşları bunu sadece belirli dönemlerde yapmanıza izin verirler. Bazıları bu işlemden komisyon alırlar. Bazıları faiz oranları belirli bir yüzdenin altına inerse bu seçeneği kullanmanıza izin verirler. Bazıları bunların üçünü birden yapar. Bir çok kredi kuruluşu bu seçeneği her kredi türünde kullanmanıza izin verir. Bu durumda ilk başta uyguladıkları faiz oranı piyasa geçerli olan orandan biraz yüksek olur. Bunu da doğal karşılamak gerekir. Kredi kuruluşlarının esas işi risk yönetimidir ve bu konuda oldukça başarılı olduklarını kabul etmek gerekir. Eğer size bir esneklik sağlayacaklarsa, size sağladıkları bu esneklik sebebiyle kaybedeceklerinin mümkün olduğu kadar büyük bir kısmını karşılamaya çalışırlar. Eğer düşük faize sabitleme seçeneğini kullanmak istiyorsanız kredi kuruluşundan faizi düşürüp düşüremeyeceğini öğrenmeniz gerekir.

Diğer bir seçenek de düşük faizle başka bir kuruluştan kredi kullanmanızdır. Bu biraz zaman alsa ve yeni kredi kuruluşu için tekrar kredi kullanım komisyonlarını ödemeniz gerekse de, eğer hesaplamalarınız sonucunda yeni faiz oranı bu işlemi yapmaya değecekse, bu seçeneği kullanabilirsiniz.

İlk krediye başvurup da onay sürecini beklerken faiz oranları düşerse, refinansman da olduğu gibi işiniz kolaydır. Hemen kredi kuruluşuna gidip, size daha düşük faiz oranı üzerinden kredi kullandırıp kullandıramayağını sorarsınız. Bunu genelde kabul ederler. Ama yok kabul etmezlerse o zaman yapacağınız tek şey, mevcut kredi başvuru dökümanlarınızla düşük faiz uygulayan başka bir kredi kuruluşuna gitmektir. Burada eğer o aşamaya kadar kredi kuruluşuna herhangi bir komisyon veya ücret ödemediyseniz tek kaybınız zaman olacaktır.

SABİT VE DEĞİŞKEN FAİZLİ KREDİLER

Etiketler: | 0 yorum

Konut kredilerinin bir çok çeşiti vardır ve sizin de konut kredisi kullanmadan önce bu krediler hakkında yeterli bilgiye sahip olmanız gerekir.


Konut kredilerinin bir çok çeşiti vardır ve sizin de konut kredisi kullanmadan önce bu krediler hakkında yeterli bilgiye sahip olmanız gerekir. Bir değişken faizli konut kredisi ile diğerini veya sabit faizli bir konut kredisini karşılaştırmak için, endeksleri, marjları, indirimleri, faiz limitlerini/caps, negatif amortizasyonu ve kredi tipi değiştirmeyi bilmeniz, size en uygun konut kredisini seçebilmeniz için bir gerekliliktir. Aylık ödeyebileceğiniz en yüksek kredi taksidini belirlemeniz de gerekir. En önemlisi, gelecekteki ödeme gücünüzle konut kredisi maliyetlerini karşılaştırmalısınız.

SABİT FAİZLİ KONUT KREDİSİ

Sabit faizli konut kredisinde faiz oranı vade boyunca sabit kalır.Bu tür konut kredisinin avantajı, kredi geri ödeme dönemi süresince her ay ne kadar taksit ödeyeceğinizi bilmenizdir ve buna göre bir ödeme planı yapabilmenizdir.


Avantajları

• Vade boyunca düşük faiz: Kredi vadesi boyunca faiz oranlarındaki dalgalanmalar her ne olursa olsun aylık ödemeniz sabit kalır.
• Gelecekteki faiz oranları konusunda endişelenmezsiniz.

Dezavantajları

• Değişken faizli konut kredisi ile karşılaştırıldığında, ilk aylardaki ödemeler yüksek kalır.
• Esneklik azdır.

DEĞİŞKEN FAİZLİ KONUT KREDİSİ

Bu türde faiz oranı ve aylık taksitler genelde sabit faizli konut kredisine göre daha düşüktür. Ancak faiz oranı ve aylık ödemeleriniz yılda en az bir kere yeniden belirlenir ve artabilir. Bu değişiklik bir finansal endekse bağlıdır. Kredi vadesi boyunca ana para ve faiz ödemesi faiz oranlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak değişecektir.

Avantajları

• Başlangıçtaki düşük faiz oranı sebebiyle ilk taksitler düşük olur.
• Düşük faiz oranı sebebiyle daha yüksek tutarda kredi çekebilirsiniz;
• Faiz oranları düşerse, daha az aylık taksitler ödersiniz.
• Faiz oranı limitleri ile ödenebilecek en yüksek faiz tutarı belirlenebilir ve böylece faiz riskinizi sınırlandırabilirsiniz.

Dezavantajları

• Gelecekte yapacağınız taksit ödemelerinin tutarı belirli değildir.


• Başlardaki düşük faiz oranı ve aylık taksitler geçicidir ve ilk dönem için geçerlidir. Genelde de ilk dönemden sonra faiz oranı yükselir.


• Eğer faiz oranları artarsa aylık faiz ödemelerinizin tutarı artar.

ÖZET

Sabit faizli konut kredileri, kredi vadesi boyunca faiz oranınızın değişmeyeceği garantisini sağlar. Değişken faizli konut kredisinin avantajı ise başlangıç faiz oranı düşük olduğundan, daha pahalı bir ev satın alabilmenizdir. Sabit faizli konut kredisi vade boyunca aynı faiz oranını uygular. Bu tür konut kredileri çok basittir ve değişken faizli konut kredilerine göre anlaması daha kolaydır. Alıcı için güvenlidir ve ilk kez ev satın alanlar daha çok bu türü tercih eder. Kredi kuruluşunun riski daha yüksek olduğu için sabit faizli konut kredilerinin faiz oranı, değişken faizli konut kredilerinden daha yüksektir. Sabit faizli konut kredileri, aylık ödemelerini bütçeleyen ve yıllarca aynı evde oturmak isteyenler için idealdir.

Colliers Resco: İstanbul‘da ofis sıkıntısı had safhada

Etiketler: | 0 yorum

En yüksek aylık ofis kiralarının 38 dolara dayandığı İstanbul'da ofis sıkıntısı had safhaya ulaştı. konuyla ilgili rapor hazırlayan uluslararası emlak danışmanlık şirketi Colliers Resco'ya göre bu sıkıntı 2008'de de devam edecek.
Uluslarası ticari gayrimenkul uzmanı Colliers International'ın Türkiye ofisi hazırladığı raporda İstanbul'da ofis sıkıntısının had safhaya ulaştığına dikkat çekti.

A sınıfı ofislerde doluluk oranı kent genelinde yüzde 7 düzeyinde kalırken B sınıfında Asya yakasında bu oran yüzde 15 düzeyinde. Merkezi lokasyon olan Taksim-Maslak hattında ise boş yer yok.

2007'nin sonlarına yaklaşılmasıyla birlikte ofis piyasası yetersiz arzdan kaynaklanan bir durgunluğa girdi. Yılın ortasında ofis aramaya başlayan firmaların bir çoğu ihtiyaçlarını çözemedi. Ofis taşıma işlemlerini bir sonraki yıla, 2008'e kaydırdı.

Henüz inşaat aşamasında olan bir kaç binanın geçtiğimiz dönem tamamen kiralanarak piyasadan çıkması gelecek talepler için büyük zorluklar yaşanmasına neden oldu. Sıkıntılı bir dönem yaşayan ofis piyasasında aynı zamanda inşaat aşamasında olan ofis projelerinden bir kaçının konuta çevrilmiş olması sıkıntıyı kat kat artıracak.

2007 yılının hızlı yaşayan ancak arzın yetersizliği nedeniyle durağan bir döneme giren ofis piyasası, 2008 yılının ortalaırna doğru piyasada stok oluşmadığı sürece durağanlığını devam ettirecek.

Ofis arayışlarını devam ettiren firmalar ağırlıklı olarak yabancı kurumsal şirketler olduğu için piyasadaki A sınıfı ofis binası ihtiyacı ağırlıklı olarak kendini hissettiriyor.

Ofis arayışı olan firmalar arayışlarıı ertelemeye devam edecek. Piyasa stok açısından doygunluğa ulaşmadan 2008 yılında büyük bir işlem gerçekleşmeyecek.

İstanbul genelinde ofis stoku erimeye devam ediyor. Boşluk oranı Levent bölgesinde yüzde 0.1 oranına dayanırken, Avrupa Yakası'ndaki bir çok bölgede boşluk oranı yüzde 7'nin altına indi.
En çok talep gören bölgeler olan Levent, Etiler, Esentepe ve Taksim lokasyonlarında hemen hemen hiç boşluk yokken Maslak bölgesinde süregelen boş binalar piyasadaki son durumu oluşturuyor.

B sınıfı ofis binalarında ise Levent, Taksim, Maslak ve havaalanı bölgeleri hariç diğer lokasyonlarda A sınıfı ofis binalarıyla aynı hız ve oranda erime edvam ediyor.

Havaalanı bölgesi hariç, tüm ofis bölgelerinde A sınıfı ofislerin metrekare ortalama aylık kirası minimum 16.5 dolar.

B sınıfı binaların ortalama kira rakamları da artmaya devam ediyor. Özellikle Levent, Etiler, Taksim, Gayrettepe, Şişli, Esentepe ve Altunizade bölgelerinin B sınıfı ofis binaları kiraları 2 yıl önceki en yüksek İstanbul A sıınfı ofis binaları kiralarına den geliyor. Bu bölgelerdeki aylık kira rakamı metrekaresi 1.5 dolar. Etiler bölgesinde ise bu rakam 18.5 dolara kadar çıkıyor.
Piyasadaki talep nitelikli ofis binasını ve özellikle Zincirlikuyu-Maslak koridorundaki merkezi iş aksı alanını tercih etmeye edvam edecek.

Bu alanda boş arsaların olmaması ve mevcut A sınıfı binaraldaki doluluk oranının yüzde 100 seviyesinde olması sebebiyle ofis piyasasının geleceğe yönelik sıtıntılı bir dönem yaşamaya devam edeecği bir gerçek.

Mortgage Fırsat

Etiketler: | 0 yorum

İnşaat 2008 yılında yüzde 15 büyür.İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Orhan Turan, 116 milyar dolarlık döviz gelirinin yüzde 10’unun inşaat sektörü tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

İMSAD tarafından hazırlanan ‘’İnşaat Sektörü ve İnşaat Malzemeleri Sanayi Ekonomik Değerlendirme ve Öneriler’’ raporunun tanıtımında konuşan Turan, sektörün 2006’da bir önceki yıla göre yüzde 20 büyüyerek 64 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaştığını söyledi.

İnşaat sektörünün Türkiye ekonomisine katkısının günden güne arttığını ifade eden Turan, gelecek yıl için sektörde büyüme beklentisinin yüzde 15 olduğunu söyledi. İMSAD’ın raporunu hazırlayan Dr. Can Fuat Gürlesel de enflasyonun yüzde 4-5’e gerileyeeceğini, Hazine faizinin ise düşeceğini beklediklerini kaydetti. Gürlesel, bu koşullarda aylık yüzde 1’in altına düşecek olan mortgage faiziyle inşaat sektörünün büyük bir avantaj yakalayacağını söyledi. Rapora göre, inşaat sektörü 2006 yılında yarattığı 21,2 milyar dolarlık katma değer ile 400 milyar dolarlık GSMH içinde yüzde 5,3 oranında pay alırken, inşaat malzemeleri sanayisi 6,36 milyar dolarlık katma değer ile sanayi içinde yüzde 5,44, GSMH içinde ise yüzde 1,37 oranında paya sahip oldu.

Kaynak: Bugün

Konut piyasası durgun parası olana ucuz ev çok

Etiketler: | 0 yorum

Yüksek faiz oranları nedeniyle vatandaşın konut kredisi talebi önemli ölçüde azalırken, konut fiyatları da gevşemeye başladı. Emlakçılar Odası Başkanı Sabri Ateş, fiyatların yüzde 30 düştüğünü söyledi

Seçimler, siyasi gerginlikler, terör ve yüksek faiz nedeniyle 2007 yılını kayıp yıl olarak geçiren gayrimenkul sektörü umutlarını yeni yıla bırakıyor. Yüksek faiz oranları nedeniyle vatandaşın konut kredisi talebi önemli ölçüde azalırken, konut fiyatları da gevşemeye başladı. Konut fiyatları, özellikle konut arzının yoğun olduğu bölgelerde yüzde 30'lara varan oranlarda düşerken, konutların liste fiyatları ile gerçekleşen satış fiyatları arasında önemli bir fark oluştu belirtiliyor.
59 BİN YTL'YE EV VAR

Öte yandan müteahhitlerin metrekaresi bin-bin 500 dolarların üzerinde satışa sundukları daireler, gazete ve internet sitelerinde sahibinden bin YTL'nin çok altında alıcı arıyor. Örneğin Beylikdüzü Şelale Evleri'nde 155 m2 daire 133 bin YTL, Göngörende 105 m2 lüks daire 125 bin YTL, Ataşehir'de 90 m2 daire 100 bin YTL, Ümraniye'de 70 m2 daire 105 bin YTL, Avcılar'da 90 m2 daire 85 bin YTL, Bahçelievler'de 100 m2 daire 110 bin YTL, Çengelköy'de 125 m2 daire 133 bin YTL, Kadıköy'de 85 m2 daire 80 bin YTL, Bağcılar'da 80 m2 daire 59 bin YTL'den satılıyor.

FAİZLERİN İNMESİ ŞART

İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş de fiyatların düştüğünü doğrularken, "Parası olan insanların pazarlık payı yükseldi, konut almanın tam zamanı" yorumunda bulundu. Dünya piyasalarında yaşanan mortgage krizi nedeniyle vatandaşların mortgage kredisi kullanma konusunda temkinli davrandığını öne süren Ateş, gayrimenkul sektöründe büyük bir durgunluk olduğunu kaydetti. Ateş, bu durgunluğun en önemli sebeplerinden birinin de yüksek faiz oranları olduğunu vurguladı.

Mortgage sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için konut kredisi faiz oranlarının yıllık yüzde 6-7'ler düzeylerine inmesi gerektiğini anlatan Ateş, "Vatandaş, evi peşin alacak parası da olmadığı için faizlerin düşmesini bekliyor. Ne zaman ki faizler düşer, talep de canlanır. Fakat faiz oranlarının da öyle kolay kolay düşeceğini öngörmüyoruz" dedi.

PARASI OLAN İÇİN FIRSAT

Talep durgunluğunun olduğu dönemlerin hazırda parası olanlar için büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Ateş, şöyle konuştu:

"Konut satıcısıyla pazarlık yapma şansları çok yüksek. Müteahhit ya da mal sahibi tarafından belirtilen fiyatın çok altında alabilme kabiliyetleri var. Bu fırsatı vatandaşlar değerlendirmeli."

Yeni dairelerin satılamadığı bir dönemde ikinci el diye tabir edilen eski yapılarının satışının da mümkün olmadığını dile getiren Ateş, el değiştiren konutların da çok acil durumlar nedeniyle kelepir fiyatına satışa çıkarıldığını belirtti.

Fiyatlar yüzde 30 geriledi

Sabri Ateş'in verdiği bilgilere göre, Mecidiyeköy'de geçen yıl fiyatı 200 bin YTL olan 2+1 daireyi bugün 140 bin YTL'ye almak mümkün. Konut fiyatları Mecidiyeköy ile hemen hemen aynı seyreden Beşiktaş'ta da 2+1 dairelerin fiyatı geçen yıl 225 bin YTL civarındayken, bu yıl 170 bin YTL'ye geriledi. Bakırköy'de 2+1 80-90 metrekare bir daire geçen yıl 25 bin YTL

iken bu yıl 160-180 bin YTL aralığında pazarlıkla rahat bir şekilde alınabiliyor. Beylikdüzü, Küçükçekmece, Avcılar, Ümraniye gibi bölgelerde fiyatların çok aşağıya çekildiğini kaydeden Ateş, yeni binalarda da, ikinci el konutlarda da yüzde 30'a varan bir düşüş olduğunu bildirdi. Ateş, Çekmeköy gibi yeni yerleşim alanlarında konut üretiminin fazla olduğunu belirtti.

Konut kredisi tutarı 31 milyar YTL'yi aştı

Türkiye Bankalar Birliği verilere göre, Temmuz-Eylül 2007 dönemi sonu itibariyle toplam tüketici kredileri bakiyesi 57 milyar 466 milyon YTL, kredi kullanan toplam kişi sayısı ise 6 milyon 726 bin 436 oldu. Tüketici kredileri içinde yüzde 32 pay alan konut kredileri, bir önceki yılın Temmuz-Eylül dönemine göre yüzde 147 artış kaydetti. Yılın 9 aylık diliminde kullanılan konut kredisi miktarı 31 milyar 241 milyon YTL'ye yükseldi. Konut kredilerinin gelişme seyrine bakıldığında ise artış hızının yavaşladığı dikkat çekiyor. 2004 yılında yüzde 186, 2005 yılında yüzde 393 ve 2006 yılında yüzde 79 olarak gerçekleşen konut kredilerinin artış hızı 2007 haziran sonu itibariyle yüzde 15'e geriledi.

İstanbul'da konut fiyatları

SEMTLER 2006 YILI 2007 YILI

ACIBADEM 85-250 133-145
AKSARAY 70-110 80-105
ALTUNİZADE 110-250 200-250
ATAKÖY 1+1 VE 2+1175-350 200-250
ATAŞEHİR 100-175 200-400
AVCILAR 60-125 90-100
BAĞCILAR 45-70 70-120
BAHÇELİEVLER 110-250 125-210
BAKIRKÖY 110-250 115-175
BEŞİKTAŞ 110-220 145-190
BEYKOZ 80-130 70-180
BEYLİKDÜZÜ 55-120 90-110
BOSTANCI 80-180 130-160
BÜYÜKÇEKMECE 50-150 70-105
ÇENGELKÖY 65-250 100-150
EMİNÖNÜ 40-130 60-145
ERENKÖY 130-250 150-300
ESENLER 45-85 65-120
ETİLER 180-325 330-460
EYÜP 50-100 60-110
FATİH 70-90 90-120
FLORYA 160-400 330-400
FULYA 90-175 180-350
GAYRETTEPE 110-220 250-280
GAZİOSMANPAŞA 70-110 80-115
GÖZTEPE 90-250 150-230
GÜNEŞLİ 75-120 100-120
GÜNGÖREN 50-95 65-115
HAZNEDAR 80-150 120-130
KADIKÖY 85-200 100-125
KAĞITHANE 40-80 60-100
KARTAL 60-150 100-180
KOŞUYOLU 85-300 150-170
KOZYATAĞI 160-230 175-250
KURTKÖY 50-150 80-150
KURTULUŞ 80-160 125-250
KÜÇÜKBAKKALKÖY 75-140 80-175
KÜÇÜKÇEKMECE 50-150 65-165
KÜÇÜKYALI 65-150 125-150
MALTEPE 70-150 125-150
MECİDİYEKÖY 95-180 150-210
ORTAKÖY 110-200 150-220
PENDİK 65-165 75-175
SAHRAYICEDİT 90-210 110-250
SAMANDIRA 40-100 70-100
SARIYER 85-175 150-180
SUADİYE 95-200 150-175
SULTANBEYLİ 75-120 35-100
ŞİRİNEVLER 90-150 90-123
ŞİŞLİ 140-250 145-185
TARABYA 100-200 100-150
TUZLA 65-120 93-125
ULUS 200-400 400-530
ÜMRANİYE 45-125 110-150
ÜSKÜDAR 75-145 125-200
YENİKÖY 170-300 200-330
ZEYTİNBURNU 60-130 70-150

Kaynak: Yeni Şafak

Konut önemli ama denetim ve gözetim gerekli

Etiketler: | 0 yorum

İnşaat sektörü toplam GSYİH oranı olarak yüzde 5 civarında üretim katkısı yapan ve istihdamda da yüzde 5 civarında payı olan bir sektör. Sektör bugünlerde, kayıt dışı ve kayıt içi dahil olmak üzere, 1.5 milyona yakın insan istihdam ediyor ve istihdam payı sektörün genişlemesine rağmen çok artmıyor.
Bugünkü inşaat mala ile tuğla dizmek ve harç karmak şeklinde değil, artık büyük çapta her biri bir sanayi ürünü olan elemanların monte edilmesi ve insan emeği yerine daha çok makine kullanılmasını içeren bir ekonomik faaliyet. Elektrik malzemesi, cam - pencere, duvar elemanları, çelik konstrüksiyon, sabit mobilya, mutfak hepsi aslında artık seri imal edilen sanayi ürünü. Önemli bir miktarı da ithal ediliyor.

Ancak ülkemizde mortgage konusunu, yani kredi ile konut satışını ve finansmanını düzenli ve kontrol altında yaparsak, Türkiye uzun süre büyük ivme kazanacak. Ama bunun için inşaat sektörünün ve bankaların ciddi şekilde izlenmesi gerekli.

Bu sektörde olabilecekler başka ülkelerde yaşanmış olan bir olay! Bize en yakın örneği de İspanya’da olanlar.

İspanya’da konut sektörü 13 yıl kadar önce patladı. Bugün ise çatlamak üzere! Ancak İspanyollar bu süreci iyi yönettiler, istihdam ve kişi başına gelir bu sektörün rüzgarı ile önemli ölçüde arttı. Konutu finanse eden İspanyol bankaları ise dünya devi haline geldiler. İspanyol inşaat firmaları da bugün büyük birer uluslarası ve faaliyetleri çeşitlendirilmiş holding haline geldiler.

Son iki yılda bile 13 ülkeden oluşan euro bölgesinde yaratılan tüm işlerin üçte biri İspanya’da üretilmiş ve İspanyol inşaat sektöründeki gelişme euro bölgesindeki yeni talebin yüzde 22 kadarını yaratmış.

Bugün İspanya’nın reel büyümesi AB genelinin çok üstünde! Hem de 13’üncü yıldır! Ama konut fiyatları çok artmış durumda ve dünya çapında dalgalanma ve finansal sorunlar nedeni ile yeni konut talebi tamamen çökmüş bulunuyor. Üstelik vatandaşların banka borçları da 2000-2007 arasında gelirlerinin yüzde 70 kadarından bugün yüzde 130’u kadarına yükselmiş. Bu süreçte (2000-2007 arasında) konut değerleri yüzde 176 artmış. Ama inşaat ithalata o kadar bağlımlılık yaratmış ki, haftada cari denge açığı finansmanı için 3 milyar dolarlık dış fon girişi gerekiyor. Fakat bu süreçte yaratılan tüm işlerin beşte biri de gene konut sektöründen kaynaklanmış.

IMF gelecek yıl 2008 için İspanya reel büyüme oranı tahminini yüzde 3.4 düzeyinden yüzde 2.7 düzeyine indirmiş. 2007 büyüme oranı tahmini ise 3.7 idi. İspanya şimdi uzun süreli bir durgunluğa girecek ve bu süreçte bir yandan satılamayan evlerle ilgli borç harç sorunları bilançolardan silinmeye başlanacak. Diğer taraftan da İspanyol bankalarının dış finansman nedeni ile bulaşmış oldukları riskler ayıklanmak zorunda kalacak. Diğer taraftan da İspanya bankaları kredi verme davranışlarında daralmaya gidecekler ve başladılar bile! Büyük bilançolu ve konut sektöründe deneyimli İspanyol bankaları, ülkeden dışarıya çıkıp Türkiye ve Rusya gibi bu sektörde gelişmeye çalışan ülkelerde faaliyet göstermek ve banka satın alarak iş hacmi daralmasını önlemeye çalışacaklar.

Bu arada İspanya’da borsa endeksinin havalarda dolanmasına da kanmamak gerek. Borsalar ile reel ekonominin fazla alakası yoktur. 60.000 kadar gayrimenkul sektörü şirketinin üçte ikisi iflas edecek de olsa borsa uçar gider! Bunu ben söylemiyorum. Bloomberg’den yazan B. Sills söylüyor.

Türkiye’de kamu otoritesi konut sektörünün gidişatını ve bu sektörde büyük faaliyet gösteren mali kurumları yakından izlemek zorunda!

Kaynak: Akşam

Mortgage krizi bir CEO'yu daha yerinden etti

Etiketler: | 0 yorum

İngiltere'nin önde gelen bankalarından Northern Rock'ın sağladığı, tarihi belirtilmemiş fotoğrafta görülen CEO Adam Applegarth, görevinden ayrılıyor.
Daha önce 2008 Şubat'ına kadar görevinde kalacağı açıklanan Applegarth, Northern Rock'ta 24 yıldır çalışıyordu. Bankanın yeni CEO'sunun Andy Kuipers olacağı açıklandı. Kredi krizinden etkilenen bankadan bildirildiğine göre Northern Rock'ın zararı 281 milyon sterlin (574 milyon dolar).

Tarih: 14-12-07 , Kaynak: Dünya Gazetesi

Yapı Kredi'den 'ev beraber mortgage'

Etiketler: | 0 yorum


Yapı Kredi Bankası, yatırım amacıyla ev sahibi olmak isteyenler ya da tek başına ev alma imkânı olmayanlar için "Ev Beraber Mortgage" adlı yeni bir ürün geliştirdi.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, ürünle 2 kişi, ortak sahip olacakları konut için yine ortak olarak konut kredisi talep edebilecek, taksitlerini gelirleri veya tapudaki hisse paylarına paralel oranda ortak ödeyebilecekler. Kişiler, başvuruları değerlendirildikten sonra ortak bir ödeme planı ile 3-240 ay vadelerde konut kredisi kullanabilecek.

Tarih: 12-12-07 , Kaynak: Sabah

Bankaların sorunlu kredileri artabilir

Etiketler: | 0 yorum

Türk Ekonomi Bankası'nın (TEB) ticari bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turgut Boz, dünya ekonomisinde 2008'de daralma beklediklerini belirterek, “Türkiye nispeten bu tablonun içinde iyi gözükmekle birlikte, dünyadaki gelişmeleri yakından izlemek zorundayız” dedi.

Özellikle ABD'de ekonominin daralmasının ardından insanların ödeme kabiliyetini kaybetmesiyle birlikte krizin ortaya çıktığını belirten Boz, krizin gelişmekte olan ülkelere likidite bolluğundan dolayı tahmin edildiği gibi yansımadığını ve bu ülkelere yatırımın devam etmesi eğiliminden Türkiye'nin de bundan nasibini aldığını vurguladı.

Açıklanan son enflasyon rakamlarının beklentilerin biraz üzerinde çıktığını ve reel faizlerin halen yüksek olduğunu anlatan Boz, “Enflasyon beklentilerin üzerinde giderken 'faiz inecek mi inmeyecek mi' tartışması yapılıyor. Eğer enflasyon yukarıya gidecekse faizlerin inmemesi gerekir" dedi. Küçülme beklentisi nedeniyle konut sektöründe de daralma olduğunu ifade eden Boz şunları söyledi: “Araç kredilerinde de geçen yıla göre yüzde 15-20'lik daralma var. Özellikle konut ve taşıt kredilerinde bir küçülme var. İhtiyaç kredilerinde ve kredi kartlarındaki artış yavaşladı.

Bankacılık sektöründe küçülmeden dolayı problemli krediler artabilir. Bu nedenle problemli krediler artabilir dikkat edilmeli.”

Büyüme potansiyeli yüksek
Sanayici ve iş adamlarının kullandıkları kredileri “Biraz daha doğru düzgün projelerde ve önlerini görerek kullanmaları” gerektiğine dikkat çeken Boz, “Genel anlamıyla bakıldığında bankacılık sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla'daki kredilerinin payının gelişmiş ülkelere göre çok geri ve yüzde 85'ler civarında. Bu rakamın gelişmiş ülkelerde iki-üç katı fazla olduğunu görüyoruz. Demek daha gidecek yolumuz var. Bankacılık şekil değiştiriyor ve çok farklı uygulamalar reel sektöre destekleyici hizmetler ve krediler sunuluyor. Bunlar güzel ve Türkiye'ye katma değer sağlayacak gelişmeler. Her şeye karşın kötümser olunacak bir durum yok, Türkiye'nin potansiyeli var. Biz umutluyuz hala büyüyoruz. Potansiyeli olan her yere gidiyoruz. Önümüzü iyi görüyoruz” şeklinde konuştu. Boz, 2-2,5 yıldır KOBİ bankacılığına girdiklerini ve bu sürede tahminlerin üzerinde müşteri kazanıp, toplam krediler içerisinde sektöre kullandırılan kredilerin payının yüzde 25'lere ulaştığını da sözlerine ekledi.

Dünya, IFC ile konut uzmanlarını buluşturdu: 7 milyon konuta ihtiyaç olacak, mortgage Türkiye için büyük fırsat

Etiketler: | 0 yorum

İSTANBUL - Türkiye'nin mortgage konusunda bir yol kavşağında bulunduğunu, mülk fonları ve alternatif yatırım araçları konusunda büyük potansiyele sahip olduğunu söyleyen Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Güney Avrupa ve Orta Asya Direktörü Shahbaz Mavaddat, "Türkiye'de 2015 yılına kadar 7 milyon konuta ihtiyaç olacak" dedi.
Dünya Bankası yan kuruluşu Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile DÜNYA Gazetesi'nin birlikte düzenlediği "Türkiye'de Konuta Erişimi Artırmak; Konut Finansmanı Konferansı 2007", Hilton Oteli'nde başladı. DÜNYA Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent'in "hoşgeldiniz" konuşması ile başlayan konferansa IFC Güney Avrupa ve Orta Asya Direktörü Shahbaz Mavaddat, SPK Başkanı Turan Erol, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İşbankası Genel Müdürü Ersin Özince ile TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın yanı sıra AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Beyazıt Denizoğlu, MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de katıldı.

Mortgagede yol kavşağındasınız

Türkiye'nin mortgage konusunda bir yol kavşağında bulunduğunu, mülk fonları ve alternatif yatırım araçları konusunda büyük potansiyele sahip olduğunu söyleyen IFC Güney Avrupa ve Orta Asya Direktörü Shahbaz Mavaddat, "Türkiye'de 2015 yılına kadar 7 milyon konuta ihtiyaç olacak" dedi.

Uluslararası piyasalardaki likidite sıkışıklığı ve mortgage krizinin, gelişmiş piyasalarda 400 milyar doları aşan zarara neden olduğunu hatırlatan Mavaddat, yapılandırılmış finansa karşı azalan ilginin kredi veren kurumları tedirgin ettiğini söyledi. Mavaddat, mortgage krizinin gelişmiş piyasalara özgü bir durum olduğunu belirterek, "Yerel finansal kurumlar bu krizden çok etkilenmedi. Ancak, pek çok yerel kurum finansal ihtiyaçları konusunda uluslararası piyasalara bağlı olduğu için, borç alma maliyetleri yükseldi" diye konuştu.

Mavaddat, Türkiye'nin son yıllarda büyük başarılara imza attığını vurgulayarak özellikle mortgage konusunda bir yol kavşağında bulunduğuna dikkat çekti. Türkiye'de 20 milyar dolara ulaşan konut piyasasının mülk fonları ve alternatif yatırım araçları konusunda büyük potansiyele sahip olduğuna değinen Mavaddat, "Sektör büyüme hızı açısından mayıs dalgalanmasından beri hız kaybetmiş olsa da, önü çok açık bir sektör. Türkiye'nin son 3 yıldır gösterdiği yüksek performans çok dikkat çekiyor. Türkiye'de 2015 yılına kadar 7 milyon konuta ihtiyaç olacak" dedi.

IFC'nin temel misyonlarından birinin gelişmekte olan ülkelerde özel sektör yatırımlarını destekleyerek, sürdürülebilir ekonomik büyüme katkı sağlamak olduğunu ifade eden Mavaddat, finans piyasalarında özel sermayeyi harekete geçirmenin yanı sıra işletmeler ile hükümetlere danışmanlık hizmetleri de sunduklarını kaydetti.

"Hızlı büyüme kredi riski yaratabilir"

Konut Finansmanı Konfensansı'nın en önemli yabancı konuklarından Dünya Bankası Konut Finansmanı Grubu Başkanı Loic Chiquier, mortgage konusunda büyük bir belirsizlik yaşandığına dikkat çekerken, Finpolconsult.De Yönetici Direktörü Hans-Joachim Dübel de, yüksek büyüme oranlarının kredi riskleri yaratabileceğini belirterek, "Türkiye, Latin Amerika'dakine benzer bir kriz yaşamak istemiyorsa finansal sistemini dünyaya tamamiyle uygun hale getirilmeli" dedi.

Konut Finansmanı Konfensansı kapsamında düzenlenen "Mortgage Sektörünün Türkiye Ekonomisine Etkileri" konulu oturumda yabancı uzmanlardan Türkiye'ye uyarı geldi. Dünya Bankası Konut Finansmanı Grubu Başkanı Loic Chiquier, mortgage sistemi kullanan ülkeler arasında işleyiş açısından farkılıklar bulunmasının doğal olduğunu belirterek, "Danimarka gibi 200 yıldır bu sistemi kullanan ülkeler ile henüz 5 yıldır mortgage sistemini kullanan ülkeler arasında, işleyiş açısından büyük farklar bulunması doğal. Hükümetler gün geçtikçe konut finansmanı meselesini daha çok siyasi ajandalarına alıyor. Her ülke farklı düzeylerde başarılı oluyor" dedi.

"Teşvikte geç kalmamak lazım"

Türkiye mortgage piyasasında fiyatların çok hızlı değiştiğine dikkat çeken Chiquier, ilerde finans ağırlıklı işlemlerin reel alana kayacağını, bu durumda uygulanacak teşvik politikalarının şimdiden hazırlanması gerektiğini dile getirdi. Chiquier, Türkiye'de son 3 yılda önemli gelişme kaydedildiğini ancak 2005 yılına kıyasla mortgage konusunda büyük bir belirsizlik yaşandığı uyarısı da yaparak, "Türkiye'de yüksek düzeyde emlakla ilgili davalar görüyoruz. Tabii ruhsatsız binaların fazla olması bunda son derece etkili. Türkiye için deprem sigortası da önemli bir konu. Eğer deprem sigortası mecburi olmayacaksa, bu konuda nasıl tedbirler alınması gerektiği belirlenmeli" diye konuştu.

"Sistemin dünyaya entegrasyonu şart"

Finpolconsult.De Yönetici Direktörü Hans-Joachim Dübel de Türkiye'nin mortgage piyasasının küresel gelişiminin "çeperinde" olmadığına işaret ederek, özellikle yüksek büyüme oranlarının bazı kredi riskleri yaratabileceğini söyledi. Latin Amerika'da geçtiğimiz dönemde başgösteren krizin finansal altyapı ile makroekonomik dengelerdeki uyumsuzluktan doğduğunu hatırlatan Dübel, "Türkiye'de de böyle bir durumun yaşanmaması için finansal sistem dünyaya tamamiyle uygun hale getirilmeli. Aksi halde, Türkiye'de özellikle mortgage piyasasında önemli rol oynayan yabancı kreditörler kendilerini geri çekebilir" diye konuştu.

Dübel, TOKİ ve diğer emlak ajansalarının önümüzdeki dönemde gecekonduların dönüşümünde oynayacağı rolün de önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Demirkent: Misyonumuz işinizi kolaylaştırmak

Konut Finansmanı Konferansı 2007'nin açılışını yapan DÜNYA Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent, Türkiye'nin konut finansmanında yeni bir yapı geliştirdiğine dikkat çekerek, konferansın hem Dünya Bankası ve IFC'in küresel birikimini paylaşmak hem de Türkiye'nin bugün yaşadığı dönüşümü yıllar öncesinde gerçekleştirmiş ülkelerin deneyimlerinden faydalanmak amacıyla düzenlendiğini söyledi. "Bizim temel misyonumuz ülke gündemini yakından izleyerek doğru okuyarak, gelişmelerin hangi kaynaklar üzerine inşa edildiğini anlamak ve anlatmaktır" diyen Demirkent, toplumun değerler silsilesinin oluşturulmasına hizmet etmekten mutluluk diyduklarını belirtti.

Ağaoğlu: Mortgage, genel ekonominin de sigortası

Kişi başı geliri yüksek olan dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi konutun uzun vadeli bir yatırım olduğunu söyleyen Ağaoğlu Şirketler Topluluğu Başkanı Ali Ağaoğlu, bu ülkelerde de konut yatırımlarının uzun vadeli kredilerle finanse edildiğini belirtti. Ağaoğlu, Türkiye'de mortgage sisteminin devreye girmesinin konut sektörü açısından ve genel ekonomi açısından olumlu olduğunu ifade ederek, "Mortgage sistemi genel ekonominin sigortasıdır diyebiliriz" dedi.
IFC ile DÜNYA Gazetesi'nin ortaklaşa düzenlediği konferansın Platin Sponsoru olan Ağaoğlu Şirketler Topluluğu Başkanı Ali Ağaoğlu, DÜNYA'ya konut finansmanı konusunda açıklamalarda bulundu. Türkiye ekonomisinin en büyük sıkıntısının kısa vadeli borçlanma olduğunu hatırlatan Ağaoğlu, "Mortgage yasasının devreye girmesiyle bankalar kullandırdıkları kredileri yurtdışına teminat olarak gösterip, 10-20-30 sene vadeli daha ucuz kaynağa ulaşabilmektedirler. Bu nedenle yasa sadece inşaat sektörüne ivme kazandırmakla kalmamış, ekonomiye de olumlu etki etmiştir" dedi.
Özellikle mortgage fonlarının büyümesiyle firmaların projelerini daha çok B ve A gelir grubuna yönelttiklerini dile getiren Ağaoğlu, konutta asıl talebi ve potansiyeli C gelir grubunun oluşturduğunu, mortgage yasasının tam anlamıyla işlerlik kazanması ve faizlerin düşmesiyle B ve B altı gelir grubunun alım gücünün artacağını kaydetti. Ağaoğlu, arsa maliyetlerinin özellikle inşaat maliyetinin yüzde 50'sini oluşturduğuna değinerek, özel sektörün C gelir grubuna yönelik projeler üretebilmesi için kentsel dönüşüm yasasının hızla çıkartılması gerektiğini vurguladı.